Bağlantı haritası Anasayfa » Gurbet konulu halk şiirleri

Gurbet konulu halk şiirleri

Aşağıdaki halk edebiyatı eserleri, anonim olmak üzere, 1958 yılında Rıza Mollov, M. Mihaylova, Niyazi Hüseyin, Hüsmen Mutaf, Musa Beytullah, Hüseyin Hasan, Yusuf Ahmet, Etem Hamza, Müzeyyen Ahmet, Dinçer Halicoğlu ve Nuriye Emin tarafından derlenip Rıza Mollov’un redaktörlüğünde “Narodna Prosveta” devlet neşriyatevi tarafından yayınlanmıştır.

Gurbet türküsü

Balkanları bütün taş
Ne annem var ne kardaş
Gurbet elde hasta oldum
Yoktur bana bir yoldaş.

Tiren gider tüte tüte
Kömürünü döke döke
Ben annemden ayrılmışım
Gözyaşımı döke döke

Bu trene bineceğim
Gurbet ele gideceğim
Gurbet elde yoktur kimsem
Kime anne diyeceğim?
Gurbet türküsü

Gurbetlik, gurbetlik, zalim gurbetlik
Yedi dağın ardında öter bir keklik
Sana gurbetse bana da hasretlik
Hasretlik mahşere kaldı, neyleyim ben?

Hangi dağdan aşar m’ola yolumuz
Gurbet elde perişandır halimiz
Ya suyumuz çeker, ya toprağımız
Gurbetlik seni çekelim bir zaman.

Üst yanıma baktım inler de dağlar
Kız kara posuya nergiz de bağlar
İki eli koynunda bir gelin ağlar
Herkes sevdiğini pınarda eğler.

Her sabah her sabah gelirsin ordan
Tanrının selâmını kesersin aradan
Seni sevmiş yaratmış bari Yaradan
Seni sevenin ben de kuluyum, hey.

Gurbet eldir koç yiğitin vatanı
Arayıp soramazlar gurbet elde yatanı
Bir giderim, beş ardıma bakarım
Hem gurbetlik, hem hasretlik çekerim.

Bülbül idim konmuş idim dallara
Şimdi düştüm ben bu ulu dağlara
Gurbetlik, gurbetlik, zalim gurbetlik
Yedi dağın ardında öter bir keklik.
Kan taş yüzüğü

Kan taş yüzük yandı yürek
Sönmedi, sönmedi
O yâr benim kıymetimi
Bilmedi, bilmedi.

Şu karşıda yağmur yağıyor
Islanır, ıslanır
Benim yârim gurbet elde
Yaslanır, yaslanır.

Şu karşıda yağmur yağıyor
Süzülür, süzülür
Benim yârim gurbet elde
Üzülür, üzülür.

Şu karşıdan ufak tefek
Kar gelir, kar gelir
Bu gençlikte ölüm bize
Zor gelir, zor gelir.
Gurbet türküsü

Irak düştüm vatanımdan
Ayrı düştüm ben annemden
Öksüzlerden aldım ibret
Kalmışım ben gurbet elde.

Gurbet eller benim gibi
Her estikçe ölüm gibi
Yanar yürek yalın gibi
Ağlarım ben gurbet elde.

Ararım yok, soranım yok
Hiç kalbimde ferahım yok
Bir yudum su verenim yok
Kalmışım ben gurbet elde.

 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir