Sür taligayı kör taligacı Ballık boyuna,
Bir sarı dizi kovanlıklar çarpsın gözüne.
Geve üstü ateş yandı, topyekün hain,
Haber gitti Bab-ı Ali’ye “Odur bir zalim!”
Kellesini Tırnova’dan paşa yolladı,
Süleyma’nın annesini karelar sardı.
Koydular Süleyman’ını dağarcık dibine,
Atlar uçtu deli gibi Sultan evine.
Sultan güldü dolaşırken dört bir köşeyi,
Kelleye baktı, salladı, buldu neşeyi.
On bin asker çıkıverdi Ürkeden dağına,
Dua etti, kurban kesti Süleyman anına.
Kuş uçmadı, can geçmedi Sultan yeri’nden,
Yatsı vazı sabahladı Büyük dere izinde.
Cenazesiz sala öttü, Kara kirez inledi,
Eş-dost geldi, annesine baş sağlığı diledi.
Kral dereye dostlar iner, dere kurumuş,
Göz yaşları dökülürken ırmak bulanmış…
Sen ne yaptın şu Sultan’a, kahr olsun namı!
Sultanyeri’n adı da batsın, olmasın şanı!
Asır geçse bu diyarda ezan okunur,
Cebel köyü camisinde anıt korunur:
“Unutulmaz Süleyman hayırseverliği!”
Asır geçse dimdik durur onu eseri.
Sür taligayı kör taligacı Ballık boyuna,
Kaldırımın ko ağlasın, Tokatçık adına!
Derleyen: Emel Balıkçi
Kaynak: Emel Balıkçi – “Evvelden Ezelden Balkan Folklorumuz” kitabı