Sabri Hoca’yı ihata edebilmek güçtür. Hakseverdir, yanlışın karşısındadır. Türkçe’nin doğru düzgün yazılmasında titizdir. Sabri Hoca ile henüz yüz yüze tanışmamış isek de sosyal medya araçları ile yazışır, fikir teatisinde bulunuruz.
Sabri Con, 1940 yılında Tırgovişte’nin Treskavets köyünde dünyaya gelir. Henüz 4 yaşında iken İkinci Dünya Harbi’nde babasını kaybeder. Çocukluğu çok zor şartlar altında geçer. 1976 yılında Sofya Üniversitesi’nin Doğu Dilleri Fakültesi bölümünden mezun olur ve öğretmenlik hayatına atılır. (Kendisine “Hoca” olarak hitap etmemizin sebebi öğretmen olmasındandır. Cami hocasına “imam” denir.) Yeni Işık gazetesinin Tırgovişte muhabirliğini yapar. 1982 yılında Bulgar komünist Partisi karşıtı ve milliyetçi eylemleri sebebiyle hem partiden hem öğretmenlikten atılır. Demokrasi gelince Gorna Hubavka köyü muhtarlığına getirilir ve 1991 yılında Omurtag şehrinde 19 yıl sonra okulda Türkçe dersleri verir.
Sabri Hocanın büyüklü küçüklü 15 tane basılmış kitabı vardır. Yazma halde basıma hazır ise 17 kitabı bulunmaktadır. Basılmış olanlar şunlardır:
Bir Varmış Bir Yokmuş: Gerlova ve Tozluk Masalları (Hasan Yakup ile birlikte) (1997);
Türk Masalları (Турски Приказки) (Hasan Yakup ile birlikte) (2000);
Ah, Sevilcan: Bağrı yanık bir anne kızını anlatıyor (2001);
Нашето Герлово: Демографски и Етнографски Проучвания (2001);
Ulu Çınar: Karagözköylü Hüseyin Pehlivan (2001);
Ağlarken Gülmek: Fıkralar ve Özlü Sözler (2003);
Gökte Güneş, Yerde Güreş (2003);
Aşkolsun Bize: Minyatür Öyküler ve Feyletonlar (2003);
Şaka Değil: Köy Hayatından Gerçekler (2003);
Hüseyinler /Хубавка/ (2009):
Kız Ana Tekkesi-Момино (2009);
Aşk Bahçesi: Derleme (2009);
Kasırgalar /Трескaвeц/ (Enver Kasırgalı ile birlikte2010),
Adaletin Bu Mu Dünya? Tarihe Not Düşmek: 1989 Göçü Kitap Serisi (2013);
Gerlova ve Tozluk Türkleri (2020).
Görüldüğü gibi masaldan güreşe, köy tarihlerinden asimilasyon süreçlerine kadar birçok alanda eser veren yazar büyüğümüzün basılmamış kitaplarından özellikle Tozluk Kartalı: Sincaf romanını, A’dan Z’ye kendi hayatını anlattığı Ateş, Su ve Ötesi ile özlü sözler derlemesi olan Ana Sözler adlı kitaplarını da anmak ve gün yüzü görmeleri temennisinde bulunmak istiyorum.
Bulgaristan’da Türklerin yoğun olarak bulundukları Deliorman, Dobruca, Rodoplar gibi önemli coğrafi bölgelerinden biri de Gerlova’dır. Yazarımızın memleketi olması hasebiyle bu bölge ile ilgili yaptığı çalışmalar çok değerlidir. Gerlova ve Turzluk Türkleri adlı son eserini henüz mütalaa etme imkanımız olmadı fakat 2001 yılında Sofya’da Bulgarca olarak basılan Naşeto Gerlovo – demografski i etnografski prouçvaniya [Bizim Gerlova – demografik ve etnografik araştırmalar] adlı eserinin içeriğine dair bazı bilgileri paylaşmak istiyorum. İlk önce “Gerlovo” adının nereden geldiğini araştıran yazar bu konuda söylenmiş tüm tezleri verdikten sonra şimdi mevcut olmayan Geril adında bir kasaba kurucusunun adından geldiği ve zamanla bu adın Gerlovo’ya dönüştüğü sonucuna varıyor. Bu bölge Omurtag, Vırbitsa, Tırgovişte ve Kotel belediyelerine bağlı 61 köyden meydana gelir. Gerlova’nın en eski yerleşim yerleri Vardun, Vırbitsa ve Tiça köyleridir. Fakat “Gerlova denince Obitel (Büyük tekkeler), Obitel denince Gerlova” anlaşılırmış, buna göre bölgeyi en iyi temsil eden köyün Obitel olduğu anlaşılıyor. Gerlova’nın kahir ekseriyetini Türkler oluşturuyor. Bulgar ve Romanlar da var. Osmanlı zamanında 19. Yy’ın ikinci yarısında Çerkez iskânı da olmuş. 1960’lı yıllarda Pomakların zorla isimlerinin değiştirildiği dönemde güney bölgelerden Tserovişte, Plıstina, Rıtlina, gorno ve Dolno Novkovo ve Ugledno’ya iç göç olmuş ve burada Pomak nüfus zamanla artmıştır.
Gerlova bölgesinde Vranikon (Karaatlar) köyünde İstanbul medreselerinde eğitim görmüş Davud Hoca’nın açtığı medrese (1918-1947) meşhur olup burada birçok genç tahsil görmüştür. Burayı bitirenler Şumnu’daki Nüvvab’a devam etmişlerdir. Gerlova köylerinden 63 öğrenci Nüvvab’ın lise kısmından 8 genç de yüksek kısmından mezun olmuştur. Çerkovnalı İslam bilgini Mustafa Hilmi Bilginer, şair ve düşünür Mehmed Fikri, yazar Niyazi Hüseyin Bahtiyar, prof. Ganço Papurov; pehlivanlar Mustafa Zambak, Hüseyin Yangöz, Koca Mehmed, Ahmet Pehlivan, Yetim Mehmed, Efraim Kamber Gerlovanın meşhur isimlerinden bazılarıdır.
Sabri Hocamıza sağlıklı huzurlu ömürler dileyerek bu değerli eserinden Sarsıplı Türküsü ile size veda etmek istiyorum.
Sarsıplı Türküsü Sarsıplı çukur içinde Suyu bardak içinde Sarsıplı’dan kız alan Canı Cennet içinde. Sarsıplı’nın kavakları Alaca yaprakları Sen orada ben burada Çınlasın kulakları. Gidin Bulutlar gidin Yârime selam edin Yârim uykuda ise Uykusunda terkedin. Denizde kayan balık yüreğim sana yanık Ben konuşmayı isterim Burası kalabalık. Köprü altında diken Yakma beni gül iken Mevlam da seni yaksın Üç günlük gelin iken. Sarı sarı kamışlar Avluya dayamışlar İster al ister alma Seni bana yazmışlar.
Yazı: Basri Zilabid Çalışkan