Dr. Rıza Mollov Bulgaristan´daki Türklerin yetiştirdiği değerli Türk kültürü aydınlarından biri idi.
Rıza Mollov 1920 yılında Bulgaristan´ın doğusunda Prodaviya şehrinde doğdu. Babası Murat, tanınmış Molla ailelerinden idi ve bu yüzden bu soyadı da kalmıştır. Bir de Bulgaristan´da tüm soyadlara verilen “-ov” ekinin katılmasıyla soyadı “Mollov” olmuştur, İlk ve orta okulunu burada bitirdi. Ayrıca, burada liseyi de bitirdikten sonra, 1939 yılında Sofya Üniversitesi´ndeki İslav Filoloji Bölümü´ne yazıldı. Bunu da, 1944-1945 yılında başarıyla bitirdi.
Talebelik süresinde Bulgaristan Halk Kurtuluş Savaşı´na katıldı. Bu savaşta, Bulgaristan´da faşizme karşı gelen en tanınmış savaşçılardan biri idi. Daha o yıllarda, ´Taşra” gazetesiyle bağlantılarda bulundu, yazılarla, uğraştı; şöyle ki 9 Eylül 1944 yılından itibaren Bulgaristan Türkleri´nin edebiyatında tanınmış mümessillerinden biri oldu.
Ondan sonra, kültürel çalışmalarda bulundu. İlk önce, Sofya Radyosu´nda redaktörlük ve sunuculuk yaptı. Daha sonra, “Narodna Prosveta” Halk Neşriyatevi´nde şube yönetmeliğine atandı. Bundan sonra Bulgaristan Maarif Bakanlığı´nda “Türk Mektepleri” sorumluluğunu yaptı.
1949 yılında Sofya Üniversitesi´nde asistan oldu. Bu görevde uzun zaman kaldı. Çalışırken Sofya´da Fransız Koleji´ni bitiren ve Türk dili uzmanlarından en tanınmışı olan Dr. Mefküre Mollova ile evlendi. Böylece karı-koca, bu işi on sene içinde; kendisi Türk edebiyatı. ve Türk folkloru konusunda; eşi ise Türk dili konusunda son derece çalışmış ve bu alanlarda sayısız bilim eserleri hazırlayıp yayınlamışlardır, Ayrıca eşi Mefküre de Sofya Üniversitesi´nde Türk Filoloji Fakültesi´nde çalıştı. Burada Rıza Mollov, Türk edebiyatı ve folkloru, eşi Mefküre Mollova ise Türk dili derslerini verdi. Bu asistanlık çalışmaları dışında da edebi tetkik ve tenkid açısında çeşitli makaleler yazıp yayınladılar. Yazarın 1956 yılında Yıldız adında bir oğlu oldu.
Rıza Mollov daha sonra Moskova´ya gidip orada üniversiteye doktora kaydını yaptırdı. Moskova´da ´Türk Edebiyatının Teşekkül ve İnkişafı” adlı tezini Rusça başarıyla savundu. Döndükten sonra Sofya´da Türk Filolojisi ve Şarkiyat Bölümü talebelerine Türk folklorundan başka eski Türk edebiyatı dersleri vererek, burada doçent oldu. Bir de Bulgar İlimler Akademisi´nin Şarkiyat Bölümü´nde görevde bulundu.
Dr. Rıza Mollov, 1960 yılına kadar bu görevde çalışırken Türk edebiyatı ve folkloru açısından değerli eserler yazdı. Zaten Dr. Rıza Mollov´un bu çeşit bilimsel çalışmaları en büyük değer taşımaktadır. Bunların bazılarını Bulgaristan´daki ´Yeni Işık” gibi benzeri gazeteler ile kimi bilimsel dergilerde Türkçe, Bulgarca, Rusça ve Fransızca çok türde yazılarını devamlı olarak yayınladı. Asistanlık döneminde edebiyat sorunlarıyla daha yakından ilgilendi ve bu alanda hazırladığı bilimsel yazılarını ´Yerli Türk Edebiyatı Üzerine”, “Kratki belejki za razvitieto na uzbekstvoto istokovedenie”; “Otnositelino perehoda ot ustnoy k pismennoy stadiy v turetskoy literatüre”; “Au Sujet de la Division en Pêriodes de la Littârature Turque Mâdievale”, “Contribution â L’etude du Fond Socio-Historique du Destan “Köroğlu”, “Yunus Emre”; Sovyetler Birliği´nde ´O nekolorih renesanskih tendentsiyah v turetskoy Literatüre; Polonya´da ´On Dokuzuncu Asır Bulgaristan Türk Halk Şairi Kurdoğlu Deli Mehmet”… gibi değerli bilim yazılarını yayınladı.
Bundan başka Rıza Mollov´un İlkokul, rüştiye ve lise kitaplarının hazırlanmasında büyük emeği geçmiştir. Fakat Dr. Rıza Mollov, kendi kitaplarını da yayınladı.
Onun ilk kitabı 1958 yılında yayınladığı “Edebî Makaleler” adlı eseridir. 20 x 13.5 cm. boyutunda ve 120 sayfayı bulan bu eserde onun 1954 yılından 1958 yılına dek yayınladığı ve yazdığı makalelerin birkaçı mevcuttur. ´Yeni ve muasır Türk edebiyatında esas ide ve mevzular”, “Öksüz Dede”, “Köroğlu”, ´Türk Halk Şiirinde Kadın” adlı makaleleri daha önce Bulgarca ve Türkçe yayınlanmıştır.
Birkaçı ise hiç yayınlanmamış, özgündür. İşte bu kitapta ilk defa olarak yayınlanan ´Tevfik Fikret´in Gerçek Siması”, “Ruhi”, ´Tasavvufa Dair”, “Pir Sultan” makaleleridir.
Rıza Mollov bu makaleleriyle Bulgaristan´daki Türk edebiyatının tetkik ve eleştirisine yenilikler getirmiştir. Bu yenilikler de Bulgaristan´da Türk edebiyat problemlerininüzerinde durması ve bir Türk olarak o çeşit konulan ilk olarak ele almasıdır. Çünkü, böyle çalışmalar, o gelinceye kadar yapılmamıştır. Bu kitabın son 117 sayfasındaki ´Birkaç Söz” başlıklı yazısında redaksiyon heyeti şunları kaydetmektedir: ´Türk edebiyatıyla uğraşagelmiş olan gerek Türk, gerek yabancı tetkikçi ve münekkitlerden farklı olarak, Rıza Mollov, onlardan bazılarının sığındıkları mahdut çerçeveyi kırıyor, görüşlerindeki idealizmi ve hususî temayüllü kıymet hükümlerini çürütüyor, metodlarındaki estetik formalizmi veya vülger sosyalizmi bir yana atıyor”.
Rıza Mollov, Türk folkloruna, edebiyatına, hatta etnoğrafyasına ait vakıaları yeni bir ışık altında göstermeye ve estetik görüşlerine dayanarak değerlendirmeye çalışmıştır.
Hele ´Tasavvufa Dair´ adlı eserinde Rıza Mollov, Bulgaristan´da tüm tarikatların. özellikle Bektâşiliğin XIII. yüzyılda Balkanlar´a, daha doğrusu Dobruca´ya ilk Selçuk kolonizasyonu ile ilgili birçok menkabelerle bağlı olduğunu, Sarı Saltık Dede´nin nasıl misyonerlik ettiğini, ondan sonra bu yerlerde hangi tarikatların olduğunu ileri sürmesi, tüm bilim âlemi için büyük ve değerli bir kaynak olmuştur.
Rıza Mollov´un bu eseri, gerek talebeleri ve aydınları, gerekse Türkolojiyle uğraşanlar tarafıdan ilgiliyle karşılanmıştır.
Hâlen “Bulgaristan´da Türk edebiyatı ve onun gelişmesi” konusunda etraflı bir tetkik ve umumiyetle Türk kültür tarihi meseleleri üzerinde çalışmakta olan bu münekkitten daha büyük başarılar beklemekteyiz”. Zaten böyle de olmuş.
Dr. Rıza Mollov, 1958 yılında Türk halk edebiyatı açısından büyük değeri olan ‘Bulgaristan Türkleri´nin Halk Şiiri’ adlıkitabını da yayınladı.
Rıza Mollov bu eseriyle Bulgaristan´da Türk halk edebiyatının çok zengin ve çok güçlü olduğunu ortaya koymuştur. Bu kitapta Rıza Mollov: I. Maniler, II. Türkler, diye iki bölümde Bulgaristan Türkleri´nin söyledikleri 651 mâni ve 74 türkü yayınlamıştır.
Bu kitapla Rıza Mollov, 1958 yılına kadar hiç tanınmayan folklor meraklıları için, hele hele bilim veya folklorcular için hiç bilinmiyen kaynakları ortaya atmıştır.
Fakat yazar, bu kitabın altı sayfalık önsözünde şöyle demektedir: ‘Bu Bulgaristan Türkleri´nin halk şiiri hakkında söylenen pek çok şeyler var. Böyle bir kısa yazıda, pek tabiî, bu şiir hakkında esaslı bir tetkik yapmak kabil değil. Bu önümüzde duran büyük bir problemdir. Yazımızda biz, ancak derlemede yer verebildiğimiz materyaller üzerinde bazı müşahedelerimizi ve bazı problemleri kaydetmekle yetineceğiz’ demektedir.
Rıza Mollov kitabın sonunda dört sayfalık “Son söz” yazısında Bulgaristan Türkleri´nin kalabalık olduklarını, etnoloji, tarih, etnografi ve dilcilik bakımından onlar hakkında az şey yazdığını ileri sürmektedir.
Fakat ne yazık ki bu kitapta ele alınmamış olan Bulgaristan Türkleri´nin folklorudur. Bu derleme Bulgaristan Türkleri´nin folklorunun zengin bir kısmını, özellikle anonim halk şiirini temsil etmek için ilk adım sayılabilir.
Rıza Mollov bu “Son söz” yazısında: “Bulgaristan´ın ayrı ayrı coğrafi bölgelerine dağılmış olan Türklerin halk şiirinden örnekler ortaya koymak güç bir iştir. Bunun için her şeyden önce bir ilim enstitüsü sisteminde çalışan hazırlıklı kimselerin uzun yıllar boyunca bir program dahilinde ve devamlı bir surette materyal toplamaları gerekir. Maalesef şimdiye kadar böyle bir şey yapılmamıştır”, demektedir.
Fakat bu kitaptan sonra bu çeşit folklor kitaplarından daha birkaç kitap yayınlandıktan sonra tüm çalışmalar durdurulmuştur.
Bir yıl sonra, yani 1959 yılında Rıza Mollov yeni bir eser hazırladı.
Teksirde, 541 tirajlı, 24 x 17 cm. boyutlu ve 447 sayfalı “Hristomatiya na nova i suvremenna turska literatura” (Yeni ve Çağdaş Türk Edebiyatı Hristomatyası) adlı eserinde Rıza Mollov, XIX. yüzyılın ortasından günümüze dek gelen eserinde zamanı, l. Yeni Türk Edebiyatı ve 2. Muâsır Türk Edebiyatı diye ikiye böler. Akif Paşa´dan Enver Gökçe´ye kadar tüm yazarlar üzerinde durur.
Rıza Mollov bu eserine. 82 yazar ve onlardan birer veya birkaçar eser alarak ve bu kitabı, özel olarak Bulgaristan´da Türk filolojisi talebelerine ders aracı olarak sunmuştur. Her sayfasının sonunda metinlerin sözlükleri de verilmiştir.
Dr. Rıza Mollov bilim yazılarından başka şiir, destan ve hikâye yazmışür. Bu yazılarını, Bulgaristan´da basılan Türkçe gazete ve dergilerde yayınlandı. O bu tür yazılarını, 1965 yılında “Olan Şeyler” adlı öykü kitabında derledi. Bu kitapla “Onbeş Yaşım”, “Ayşe Kız”, “İstasyonda Bir Vaka”, “Balıkçılar Arasında”, “Bir Kaza”, “Olan Şeyler”, “Biz de Yaşadık mı Sanki”, ´Avare Memo’, “Bir Kâğıt Üzerine”, “Köyden Hasibe Hanım Geldi” adlı hikâyeleri yer almaktadır.
Dr. Rıza Mollov´un çok yönlü çalışmaları yaşamının sonuna kadar sürmedi. 1967 yılında, Bulgaristan´da bilinmeyen bir nedenle, eşi Dr. Mefküre Mollova ile birlikte görevinden alındı.
Uzun bir süre böyle işsiz kaldı, buna rağmen gene parasız pulsuz bilimsel çalışmaları etkinliğini devam ettirdi.
Bu çalışma yazılarını arada sırada Bulgaristan, Macaristan, Doğu Almanya, Yugoslavya ve Türkiye´deki dergilerde yayınladı.
Bu yazılarının en önemlileri şunlardı: ´Puelques Mots sur deux Akrostiches-Abecedarius Turques”, “Parallel entre Alpamis et Asık Garip”, “Nefünin Trajedisi” ve “Paralleleentre une Chanson Populaire Bulgare et une chanson Populaire Turque”. Bundan başka birkaç kitap tanıtma ile ilgili yazıları da vardır.
Bundan başka Dr. Rıza Mollov hikâye yazmaya da devam etti.
“Deniz Boyunda”, “Balıkçılar Anası”, “Bir Ömür”, ´Yağmurda Bir Gece’, ‘O Ulu Bir Gece Ağacıydı’, ‘Deli ile Divane’, “Deniz Kıyısında”, ´Sando”, “Siz Ne Dersiniz”, “Durdururum Ben Onu”, Topal” ve “Garson” başlıklı yazılarını içine alan bu kitabını, 1974 yılında “Cem” Yayınevi´ne gönderdi. Ama orada da bu yazma eseri yayınlanmamış kaldı.
Daha sonraları, yani 1976 yılında, Sofya Kütüphanesi´nde bir iş buldu ve buradan 1980 yılında emekli oldu.
Fakat, o yılda oğlu Yıldız da Sofya´da Güzel Sanatlar Akademisi´ni bitirdi. O yıldan sonra kendisi, eşi Mefküre ile birlikte bir makine satın alarak kaytan bükme ile geçimlerini sürdürmüşlerdir.
Dr. Rıza Mollov kimi yaşam güçlükleri nedenlerinden iki kalp krizi geçirdi. 1986 yılının mart ayının ilk gününde rahatsızlandı.
Böyle hafif rahatsız iken 3 mart akşamı yatıp uyuduktan sonra 4 Mart 1986 tarihi sabahında uyanmaz oldu.