Yazı: Nesrin Sipahi Kıratlı
11 Mayıs 2018 yılında Mestanlı’da bulunan İlahiyat Lisesinde anadilimizi okuyan öğrencilerimizin olması sebebiyle ziyaret gerçekleştirdim.
Eski arşiv belgelerini araştırıp derleyen kıymetli Akif Atakan’ı da ziyaret ettim ve kendisiyle tanışma ve uzun uzun sohbet etme imkanım oldu.
Oldukça hasta olmasına rağmen beni büyük bir nezaketle karşıladı. Doyumsuz bir tarihî sohbet gerçekleştirdik.
Yıllardır biriktirdiği önemli tarihî eserlerin korunma altına alınması için çaba gösterilmediğinden esefle söz etti.
Nihayet, T.C. Filibe Konsolosluğundaki Kültür Müşaviri kiralamış olduğu küçük bir odada eserler sergilenmişti. Fakat tasnif edilseler de harabe gibiydiler.
7 Ocak 2022 tarihinde, Mestanlı İlahiyat Lisesine tekrar bir ziyarette bulundum ve büyük bir memnuniyetle rahmetli Akif Atakan’ın hassasiyetle biriktirdiği tarihî belgelerin ferah, aydınlık, intizamlı bir şekilde dizildiğini gördüm. Çok duygulandım ve derin bir nefes aldım.
Mestanlı İlâhiyat Lisesinde Akif Atakan’ın ismini taşıyan bir Özel Halk Kütüphanesi kurulduğunu gördüm. Kütüphane beni adeta başka bir dünyaya aldı götürdü.
Odanın bir tarafında Akif Atakan’ın belgeleri, diğer tarafta ise Çangırdere (Çepintsi) köyünden getirilen belgeler yer almakta. Burada engin bir tarih yaşamakta.
800 sayfalık ve 300 küsür yıllık Kur’an-ı Kerim de mevcut. Eserler arasında hat sanatçısıymış gibi çapraz yazı sayfaları ilgi ve takdire değerdir.
Bu kütüphanede ilgi çeken kıymetli bir eser de, Peygamberimizin hayatını ve kendisini sevgi ile yazılmış ve içinde şiirler olan Muhammediye’dir.
Maalesef tarihimize gereken hassasiyet bugüne kadar gösterilmemiş ve bu nedenle tarihimiz doğru anlatılmamakta. Oysa büyük Atatürk’e göre tarih yazmak tarih yapmak kadar önemlidir.
Bana, Prof. Dr. Ömer Lütfi Barkan hocanın 1937’de, Ülkü dergisinde yayınlanan bir yazısından fotokopi veren Akif Atakan, bu yazıdan çok etkilendiğini söylemişti. Evet, yazı Balkan Türklerinin trajedisini, o korkınç faciayı anlatıyordu.
Ayrıca, kendisinde biriktirmiş olduğu 40 bin eser olduğunu iafde ederek, ‘Belgeler konuşurken, ilahların sustugunu’ da eklemişti Akif hoca.
Huzur kokan Mestanlı İlahiyat Lisesinde, başta müdür sayın Ahmet Bozov, Türk kültürümüze ve islâm dînine önemli katkılar sağlayan müdür yardımcısı Nurettin Çakır beyefendiler ve emeği geçen herkesi takdire şayan davranışları için kutlamalıyız.
Ayrıca, salonda diğer Mestanlı camisinden çıkarılan mezar taşları ve topraktan yapılan testiler de manevi bir hava katmış.
Bu önemli çalışmayı ve manevi atmosferi her Bulgaristan Türkünün hissedebilmesi için güzel bir tanıtım yapılması isabetli olacaktır.