Kurşun dökme, çok eski bir Türk geleneğidir. Eski Türk inanışlarında, buna “kut dökme” denir. Kötü ruhlardan birinin çaldığı inanılan talihi, kısmeti, saadeti geri döndürmek için yapılan bir sihrî ayindir.
Kurşun döktürmek çok eski zamanlardan beri inanılan bir nazardan korunma ve korkuyu yenme yöntemi olarak yer almaktadır. Nazar, uğrama gibi kötü etkilenmeler, birtakım doğaüstü olaylarının rahatsızlıklar vermesi sonucunda, hasta olmadığı halde sıkıntılardan kurtulmak için, bozulan psikolojiden kurtulmak üzere yapılan kurşun dökme uygulaması bazı vücut rahatsızlıklarına da iyi geldiğine inanılıyor.
Çoğu kişiler kurşun döktürdükten sonra bir hayli rahatladıklarını ifade ediyor.
Kurşun dökmek için öncelikle kurşun, kurşun kepçesi, geniş maden bir kap, kurşundan külçeler, kumaş ve su gerekmektedir. Bir ocak üzerinde kurşun eritme kepçeleri ile kurşun eritilir ve dökülecek kişinin başından bir kabın içerisine dökülür. Bu esnada kişinin başına bir örtü örtülür ve herhangi bir sorun oluşmaması için bu uygulanır. Kızgın kurşunlar sağ ve sol el ile tutulan su dolu bir tas içerisine dikkatli bir şekilde boşaltılır. Bu arada besmele çekilerek kurşuncu ‘’benim elim değil Fatma anamızın eli’’ diyerek kurşunu döker. Sonrasında dökülen kişinin sırasıyla ayaklarına ve göbeğine kurşundan sürülür. Sonra kabın içerisinde bulunan su kişiye içirilir. Ayrıca rahatsız olan bölgelere de kurşunlu su sürmek suretiyle şifa bulması sağlanır. Bundan sonra önceden hazırlanmış ekmek ve su kuşların yemesi ve içmesi için yüksek bir yere koyulur. Kurşun dökene para veya değerli bahşiş de verilir.
Yazı: İbram Ahmed