Nöbettepe Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Kadriye Cesur
Söyleşi: İbram Ahmed
Nöbettepe dergisini yayınlama fikri nasıl doğdu?
Kadriye CESUR: İlk sebep, tabi, o zaman – yıl 2018, Bulgaristan’da bir edebiyat dergisi olmamasıydı. Yine de en başa dönecek olursak, başın en başı varsa tabii, şunları paylaşmam gerekir: sevgili Aziz Nazmi Şakir-Taş ile 2017 yılında Türkiye Yazarlar Birliği’nin daveti üzerine Kazakistan’ın Türkistan şehrinde “Türkçe’nin 12. Uluslararası Şiir Şöleni” günlerine Bulgaristan Türk şiirini tanıtmak üzere katılmıştık. Şiirlerimizi okumuş, Bulgaristan Türk şiiri geleneği üzerine bolca söyleşilerde söz almış, Türk dünyasının muhtelif yerlerinde yayımlanan hatta çok az, en az Türk nüfuslu bölgelerde bile edebiyat mecmualarının yayımlandığını görmüştük. Bu dergilerin temsilcileri bize minik kitapçıklarını armağan ettiler. Bizim ise, Türkiye dışındaki Türk şiirinin en uzun soluklusu olarak, Türkçe yetkinliği ve özgün poetikasıyla bilinen Bulgaristan Türkleri şiiri adına o gün, kendini gösterme, okutma niyetiyle ortaya konmuş bir platformumuz, bir dergimiz ya da herhangi bir yayınımız yoktu elimizde. Kendi kişisel kitaplarımız dışında, hiç bir şey hediye edemedik orada. Dolayısıyla şunu dememe izin veriniz: Her şey bir düşünceyi sevmekle başlar!, her ne kadar yazar (Sait Faik Abasıyanık) bunu “Her şey bir insanı sevmekle başlar” dese de aynı sonuca çıkar bu yargı. Velhasıl Aziz’im ve ben hem az utanmış, hem çok hayıflanmıştık bu şiir şöleninde. Bu ayıp tamamen bize ait olmasa da içimiz buruk, kaygılı ve düşünceli dönmüştük Kazakistan’dan. Ama Bulgaristan’da bir dergi yayımlama düşüncesini sevmiştik, sevdalandık diyelim. Bu düşünceyi sevdik. Sonrasında böyle bir yayının bizden öncesinde olmamasını da rasyonel biçimde idrak ettik, eksik olanları etraflıca irdeledik. Anladık bir kere daha- zorlu bir coğrafi noktaydı Bulgaristan. Hele ki Bulgaristan Türk’ü olmaya görsün, insan. Yine de ve böylece kolları sıvadık demek lazım gelir.
Her biri dostum olan bugünün Nöbettepe dergisi yayın kurulu üyelerinin 2018 yılının Kasım ayında tertiplenen olağan toplantıda, Filibe’de faaliyet gösteren Türk-Bulgar Edebiyat Kulübü’nün yazılı bir yayın organı olması gerektiği doğrultusundaki beyanları, Bulgaristan Türk edebiyatının ve kültürünün yayınlanma ve ilgili kitleye ulaşma imkanının artacağı düşüncesinde birleşmesi bir dergi yayımlama kararını da beraberinde dayatmış oldu. Derginin künyesine edebiyat, kültür ve sanat yayını olduğunu belirtme doğrultusundaki oylar çoğunluktaydı. Kabul ettik. Sadece edebiyatla sınırlı olmayacak şekilde, içerik yelpazesini bir hayli genişlettik. Hem iki dilde, hem edebiyat, hem sanat, hem kültür alanını kapsayan bir yazılı yayın daha öncesinde buralarda (Bulgarsitan’da) olmamıştı ancak öte yandan günümüzde aynı o Bulgaristan’da buram buram bir Türkçe ile yükselen bir edebiyat, sanat üretimi vardı. Bu sahada verilen emekleri görünür, okunur kılmak başlıca vazifemiz haline geldi. Nöbettepe dergisi bugün rüştünü ıspatladı diyebilmek, inanın, çok sevindirici. Her şey okurlarımız ve bize güven duyan değerli aboneler sayesinde mümkün kılındı.
Neden NÖBETTEPE?
KADRİYE CESUR: Dünyanın yedi tepeli şehirlerinden biridir Filibe. Bu bir ayrıcalıktır, elbette, her türlü. Nöbettepe ise Filibe’nin kadim tepelerinin birinin adı. Dergi yayın kurulunun ilk toplantısında (2018) dergi yayınlama kararı alındı alınmasına da henüz yayının adı belli değildi. Çok fazla öneri vardı, hepsi birbirinden farklı, birbirinden fersah fersah uzaklıklarda çağrışımlar barındıran: Kurşun Han‘dan başlayarak Kardelen, Anemon, Rodop Lalesi, Yeni Kırlangıç ve Yediveren isimlerine dek… Aynı gün dönemin T.C. Filibe Başkonsolosu Sn. Hüseyin Ergani Beyefendi ile de bir görüşmemiz olmuştu. Hal-hatırdan sonra gelen sorularından biri, belki de ilki “Derginizin adı nedir?” şeklindeydi. Henüz belirleyemediğimizi söyleyince bize Nöbettepe adını önerdiler. “Siz bir nöbeti devralıyorsunuz.” diyerek gülümsediler. Hiç unutmuyorum o tebessümü. Yayın kurulu toplantısında üzerinde durduğumuz, aklımıza gelen isimlerden değildi bu, doğrusu. İsabetli bir öneriydi, hem semantik bir zenginliğe sahip, hem vizyonumuzu işaret eden bir ifadeydi. Böylece derginin bir de isim babası oldu ki değerli beyefendi görevi boyunca destekleyici soluğunu Nöbettepe’de hep hissettirdiler. Hep yanı başımızdaydı o moral nefesi. Şu an başka bir görevde olsalar da alakaları azalmadan devam ediyor, her sayımızı taraflarına ilettiğimizde sadık bir okurumuzu dinlercesine önerilerinden, nasihatlerinden istifade ediyoruz.
İçerik olarak hangi konular ağırlıklı?
KADRİYE CESUR: Dergi edebiyat ağırlıklı olmakla birlikte, sayfalarında Bulgaristan Türklerinin geçmişten günümüze değin kültür ve sanat birikimlerini kapsamlıca ele almaktadır. Örneğin her sayının kapak tasarımında dönüşümlü olarak Bulgaristanlı Türk ressamların ve Bulgar ressamlarının eserleri yer alır ve kendileriyle söyleştiklerimiz yayımlanır. Resim sanatı ile ilgili söylediklerine, Bulgaristan’da yaratılan resim sanatına böylece kulak kesiliyoruz ,ilgilenenlere de duyurmuş oluyoruz, düşüncesindeyiz. Bulgaristan’da üretilen müzik ve fotoğraf sanatına da önemle değinmekteyiz.
Ayrıca derginin Bulgarca sayfalarında Bulgar edebiyat ve sanatıyla ilgili güncel çalışmaların yanı sıra, Bulgar bilim ve edebiyat insanlarının Bulgaristan Türklerinin kültürüne ilişkin araştırmalarını, edebi eserlerini de ayrıca kıymetle paylaşıyoruz.
Nöbettepe Dergisi Bulgaristan’da bayilerde satılıyor mu, yoksa sadece abone usülü mü dağıtılıyor?
KADRİYE CESUR: Derginin kitap satış noktalarında, sizin deyişinizle bayilerde satılmaması Bulgaristan’da süreli yayın dağıtımıyla ilgili birçok nedene bağlı. Aslında bu hal kendi çapında yani Bulgarca periyodik basın için de bir girdap ve tamamen ticari kökenli. Bizim bir edebiyat, kültür ve sanat dergisi olarak, tamamen abone usullerine bağlı bir yayın politikasında var olmamız bu mali beklentileri ve dayatmaları karşılayacak imkanda değil, ne yazık ki. Dolayısıyla ve buna bağlı olarak Nöbettepe dergisi, abone olan herkese, hatta bazen abone imkanı olmayan ama samimi biçimde edebiyata, özelde bu dergiye ilgi duyan, gönül veren, okumak isteyen kişilere posta yoluyla ulaştırılıyor. Bu işe de dergimizin genel koordinatörü olan ve görevini üst düzey bir sabırla yürüten sevgili Şenar Bahar Hanım olağanüstü gayretlerle, her bir okurun nabzını ölçerek ve biçerek karara bağlayıp ülkenin en ücra köşesine dek ulaştırıyor. Ulaşım sıkıntısı yok, yaşamıyoruz diyelim. Düsturumuz- az olsun, az basalım, ama ilgilisine ulaşsın. İnşallah çoook olsa, olur da.
Gençlere ve çocuklara yönelik sayfalarınız var mı?
KADRİYE CESUR: Genç kalemlere derginin Bir Usta- Bir Çırak Köşesinde genişçe yer veriliyor. Özellikle şiir dalında epey mesafe kattettik. İki sene önce bu köşede ilk şiirlerini yayımladığımız genç kalemlerden bazıları bugün şiir kitaplarını kucaklamış bulunuyorlar. Startı, ilk ivmeyi, ilk morali Nöbettepe’de yayınlanmkala yakalamış oldular. Memnuniyet verici bir başarı- hem onlar, hem Nöbettepe “şiir labaratuvarı” için. Çocuk sayfası olarak ayırdığımız Nöbetşeker Sayfası da çocuklardan gelen veya büyüklerinin bize ulaştırdıkları yazı ve şiirlerle ortaya çıkıyor. Resimler de var. Bu sayfada geçmiş dönemde muhteşem resim çalışmalarına yer verdik, bu çocukların fırçalarından çok umutluyuz. Beste Berber, Habil Necmi, Kadir Mert – Bulgaristan Türkleri resim sanatının gelecek genç kuşağı olacaklar, umarız, dileriz.
Bulgaristan’da Türkçe basın yayının durumu nedir sizce?
KADRİYE CESUR: Bulgaristan’da Türkçe okuyan, yazan kişi sayısı ne kadardır? Bilen var mıdır? Şahsen tahmin bile yürütemiyorum, acizim. İlgi varsa, olur.
Ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
KADRİYE CESUR: Nöbettepe dergisinin en belirgin zorluğu maddi sıkıntı. Sıradaki sayıyı matbaaya verdiğimiz anda kalplerimiz (en çok benimki) hızlı hızlı atmaya başlıyor. Her ne kadar derginin baskı işlerini İstanbul’da yürütmeyi seçmiş olsak da (dolar, lira, leva farklarından faydalanarak uygun maliyete yaklaşıyorduk) burada da kağıt ithal bir kalem, nitekim. Hemen faturaya okkalıca yansıyor. Faturayı görünce başta ben ve sonra tüm yayın kurulu hüzne gark oluyoruz. Sonra çıkıyoruz bu haleti-ruhiyeden, çünkü okur dergiye ulaşmış oluyor. Hepsi bu! Ve çok güzel. Neyse ki şimdilik bu kalp çırpıntılarını edebiyatseverlerin bağış destekleriyle ve abonelik ücretleri ile aşabiliyoruz. İçerik açısından – ne yayımlarız, ne yayımlayamayız gibi bir dert yok, çok şükür hiç olmadı, zira çok sayıda eser ulaşıyor. Çok yetenekli kalemlerimiz var. Hem eski kuşaktan, hem yenilerden. Dilerim ki başka edebiyat dergileri de yayımlanır. Olumlu bir rekabet alanı açılır.
Bulgaristan’da Türkçe gazete, dergi veya internet ortamında yayın yapan medya organları ekonomik olarak ayakta kalabilir mi ilgili kurumlardan destek olmazsa?
KADRİYE CESUR: Ayakta kalmak ilk olarak okur ilgisine, okurların desteğine bağlı bir olgudur, kanımca. Nöbettepe dergisi hiçbir kurumdan destek almıyor, nasıl alınacağına dair bilgimiz de yok. Ancak ciddi ve ilgili bir okur portfolyosu var. Kurum desteği varsa bize de yazınız!
NÖBETTEPE DERGİSİNE HEM ABONE OLMAK HEM DE DERGİDE ELLİ YIL ÖNCE YAZDIĞIM BULGARCA VE TÜRKÇE ŞİİRLERİMİ VE RESSAM OLARAK TARİH OLMUŞ RESİMLERİMİ BASTIRMAK DİLEĞİM. SAYGILARIMLSA