Bağlantı haritası Anasayfa » Hasret konulu halk şiirleri

Hasret konulu halk şiirleri

Aşağıdaki halk edebiyatı eserleri, anonim olmak üzere, 1958 yılında Rıza Mollov, M. Mihaylova, Niyazi Hüseyin, Hüsmen Mutaf, Musa Beytullah, Hüseyin Hasan, Yusuf Ahmet, Etem Hamza, Müzeyyen Ahmet, Dinçer Halicoğlu ve Nuriye Emin tarafından derlenip Rıza Mollov’un redaktörlüğünde “Narodna Prosveta” devlet neşriyatevi tarafından yayınlanmıştır.

Ham meyva

Ham meyvayı kopardılar dalından
Beni ayırdılar nazlı yârimden
Eğer yârimi tutmaz isem salından
Onun için kapanmıyor gözlerim.

Uzun olur gemilerin direği
Garip olur âşıkların yüreği
Ne sen gelin oldun, ne ben güveyi
Onun için kapanmıyor gözlerim.

Kumral saçlı sevgilimden ayrıldım
Dünya mezar, zulmet dolu her bucak
Ey sevgilim hasretine bayıldım
Senin aşkın bana tabib olacak.

Benim yârim yaylalarda oturur
Ellerini soğuk suya batırır
Demedim mi nazlı yârim ben sana
Çok muhabbet tez ayrılık getirir.
Leylâm

Tan yıldızı parlıyor
Yüreğimi dağlıyor
Ayrılık bana zor geldi, nazlı Leylâm
Yüreğimi dağlıyor.

Yaşım yirmi dolmadı
Al benizim solmadı
On beşinde bir yâr sevdim, Leylâm
O da benim olmadı.

Kaşların var kalemden
Gözlerin var kömürden
Sensiz geçen günleri, Leylâm
Saymıyorum ömürden.
Bedriyem

Cıgaramı yandırdım, Bedriyem
Gül daline kondurdum
Yârim uykuda iken, Bedriyem
Öptüm de uyandırdım.

Ben giderim yolumca Bedriyem
Mor çiçekler boyunca
Düşman girdi araya, Bedriyem
Sevemedim doyunca.

Bahçede gördüm seni, Bedriyem
Portakal sandım seni
Sevmeye kıyamazken, Bedriyem
Ellere verdim seni.
Türkü1

Sabah oldu erken kalktım yataktan
Gözlerime uyku girmez meraktan
Gel efendim, insan eyle halime
Biz çıkalım aranızdan yârimne2

Ferecemin on beş arşın eni var
Yanağında çifte çifte beni var
Yârim senin benden gayrı kimin var
Gel efendim, insan eyle halime
Biz çıkalım aranızdan yârimne

Ferecemin on beş arşın şeridi
Yüreğimde yağ kalmadı eridi
Yârim sana akıl veren kim idi
Gel efendim, insan eyle halime
Biz çıkalım aranızdan yârimne

Sabah oldu kumrular öter ötekte
Ben ağlarım yârim güler döşekte
Altı aylık yavrum kaldı beşikte
Gel efendim, insan eyle halime
Biz çıkalım aranızdan yârimne
  1. B. İl. Ak. Etn. Enst. Ve Müzesi arşivi No. 845, H. Karahüseyin s. – 12 ↩︎
  2. Yârim ile. ↩︎
Türkü

Penceresi yola karşı
Yâr yolcuyu gözetir
Almış aynayı eline
Siyah zülfün düzeltir.

Aldı gitti zalim babam
Kara da gözlü yârimi
Neyleyim böylesini
Malını ve kârını.

Hangi de yollardan geçtiyse
Çayır ve çimen kurusun
Hangi çeşmeden su içtiyse
Demir kurnaları kurusun.

Kır atının bastığı yeri
Akar da sular bürüsün
Benden başkan yâr sararsa
Ak kolları kurusun.
Benim Cefalı Günlerim

Bu gün benim bahtı kara ömrümün
En acıklı, en kederli bir günü
Kan aylesem, yine hakkım var benim
Sevgilimin yapılıyor düğünü.

Bu dünyada benden başka bir insan
Sevgilisiyle kavuşmadan ölmesin
Dilerim ki, beni yârden ayıran
Bir dakika hayat yüzü görmesin.

Dünya bana zindan oldu pek erken
Tekmil ettim tam 18 yaşımı
Sen sevinçlen gelin olup giderken
Taştan taşa vuracağım başımı.
Haticem

Kalk gidelim Haticem
Dağlar olsun evimiz
Gürgen yaprakları da, Haticem
Olsun kiremidimiz.

Deniz gibi engindir
Balıkçılar zengindir
Annesi de vermiyor, Haticem
O kız benim dengimdir.

Karyollanın demiri
Kim görmüş güldüğümü
Sevgilimi almazsam, Haticem
Öldürürüm kendimi.

Kaynar kazan taşmaz mı
Yol buradan aşmaz mı
Sil gözünün yaşını, Haticem
Sağ olan kavuşmaz mı?

Denize dalan bilir
Güzeli saran bilir
Güzeli sarmıyanlar, Haticem
Dünyayı yalan bilir.

 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir