Geleneksel kerpiç evler, tek katlı olarak tasarlanıp inşa edilir. Kerpiç evler kerpiç tuğladan yapılır. Kerpiç tuğla balçık ve saman karışımıdır. Bu karışım kalbur içine dökülür ve sonra çıkartılarak güneşte kurutulur.
Kerpiç evler genellikle bir veya iki göz odadan oluşur, çatıları kara tavan dediğimiz saz, asır ve odundan inşa edilir. Osmanlı tipi (kavisli) kiremit ile örtülür.
Kerpiç evler kışın sıcak, yazın serindir. Genellikle bir kapılı ve bir pencerelidir. Evlerin önünde ayat dediğimiz sofa bulunur. İçeriden ve dışarıdan mavi taş tozu da denilen bakır sülfat ile kireç karıştırılarak sıvası yapılır. Bakır sülfat çeşitli haşere ve böceklerin evin içinde barımansına karşı kullanılır.
Sıvandıktan sonra, iç duvarlara çeşitli desen ve figürlerle stamba (stampa) yapılır. Türk-Müslüman toplumunda evler kerpiç olsa da, temizliğe önem verilir ve kadınlar bu konuda çok özenli ve titizdir.
Evler bir avlu duvarı içerisindedir ve bu avlu içerisinde samanlık, ambar, tuvalet gibi çeşitli müştemilat yapıları yer alır.
Avlular çitten, taraba dediğimiz çatmalı odundan veya taş yada tel örgülü de olabilir. Avlu duvarından içeriye tokat adı verilen çift kanatlı büyük kapılarla ulaşılır. Çok işlevli olan bu odaların içerisinde günlük hayata dönük ihtiyaçlara cevap veren bir takım mimari öğeler mevcuttur. Oda içerisinde yer alan yüklük dediğimiz elbise ve eşya dolabı vardır. Duvarlarda genellikle el işlemeli kuviorlar asılıdır.
Geleneksel mimari yapısında tuvaletler evlerin dışında, avlu içindedir. Ayakyolu, aptesthane, kenef veya memişhane diye adlandırılır. Yine avlu içerisinde, genellikle evin ardında yıkanma mekânı olan hamamlık yeri vardır. Odalarda yer alan ve kümbet adı verilen ocaklıklar hem ısınma hem de pişirme amacıyla kullanılıyor.
Evlerin iç dekorasyonu son derece sade ve gösterişsizdir. Pencere seviyesinde iç duvarları dolanan ve sergen adı verilen raflar genellikle mutfak eşyalarını veya evde kullanılan çeşitli araç ve gereçlerin muhafaza edildiği öğelerdir.
Yerlere genellikle hasır yayılır ve üzerine minder, post veya pala denilen dokumalı kilimler yayılır.
Geleneksel hayatın devam ettirildiği dönemlerde yemek yer sofrasında topluca yenir.
Elektriğin olmadığı dönemde kerpiç evler el yapımı kandil veya gaz feneri ile aydınlatılırmış.
Yazı: İbram Ahmed