21 Şubat Uluslararası Ana Dili Günü vesilesiyle Şumen Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Doç. Dr. Meryem Salim ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Prof. Meryem Salim, bugün 21 Şubat Uluslararası Ana Dili Günü. Bu konuda duygu ve düşüncelerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz?
İnsanı diğer canlılardan ayıran temel özellik dildir. İletişim aracı olma niteliği yanında dilin hem birey hem de bir millet için daha önemli olan yönü, kültürel kimliği belirleyici ve koruyucu olan yönüdür. Başka bir deyişle, her kültür ancak kendi dili ile vardır ve bu dille anlamlıdır. Kültürel taşıyıcılığı gerçekleştiren dil, ana dilidir. Dolayısıyla diline ve kültürüne önem verip seven, bilimin ve eğitimin değerini bilen biri olarak bu günün anlam ve önemini takdir ediyor, bu münasebetle düzenlenmiş bütün etkinlikleri destekliyor ve kutluyorum. Bizler bugün hepimiz derslerimizde öğrencilerimizle Ana Dili Günü ile ilgili değişik görüşlerimizi paylaşacağız.
Bulgaristan’da ana dili Türkçe okuyan öğrencilerin sayısında her geçen yıl azalma eğilimi sürüyor. Bu düşüş Şumen Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü ne şekilde etkiliyor?
Ne yazık ki, yurdumuzda senelerdir ana dili eğitimi sağlam temellere oturtulamadı. Okulda zorunlu ders olarak okutulmasına yönelik çalışmaların yetersiz kaldığını görüyoruz. Bu durum doğal olarak Bölümümüzde eğitim görmek isteyenleri de etkilemektedir. Çünkü başlarda öğrencilerimizin birçoğu Türk dili ve Edebiyatı Bölümünü sırf öğretmen olma amacıyla seçmeleri inkar edilmez bir gerçekti. Son yıllarda ise, öğrencilerimizin pedagoji formasyonu programına katılıp katılmama kararsızlığı içerisinde oldukları gözlemleniyor. Bunun yanı sıra, öğretmen adayı öğrencilerimizin stajlarını gerçekleştirmek için bölgemizde Türkçe dersleri okutulan okul bulmak yok denecek kadar azdır. Başka bir önemli noktaya da değinmek yerinde olur. Ana dili eğitim ve öğretiminin ne denli önemli olduğu Bölümümüzde okuyan öğrencilerin dil seviyesinden de bellidir. Orta okulda Türkçe derslerine katılmış bir öğrenci, dili yazılı ve sözlü olarak daha doğru kullanmakta, rahatça iletişim kurabilmekte ve kendini ifade edebilmektedir. Ana dili eğitim ve öğretiminden geçmiş biri genel olarak iyi bir eğitimci, öğretmen olur.
Bu yıl Şumen Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü için çok özel bir yıl. Okuyucularımıza daha fazla bilgi verebilir misiniz?
Şumen Piskopos Konstantin Preslavski Ünivesitesinde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 1992 yılında açılmıştır. Bu yıl kuruluşunun 30. yıl dönümünü kutluyoruz. Bugün bölümdeki akademik kadro, alanında uzman sayılan öğretim üyerinden ibarettir ve hepsi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunudur. Elbette Bölümün açılışı ve gelişiminde bizden önceki okutmanlarımızın büyük payı vardır, ki bu vesileyle bütün hocalarımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyorum.
Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında neler yapılacak?
Yıl boyu bir hayli etkinlik gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bunların arasında İletişim ve Çeviri konulu öğrenci panelimiz, Çeviri Yarışmasının ödül töreni, Mezunlarımız Konuşuyor konulu semineri gibi aktiviteler; bilimsel çalışmalarımızı bir araya getirecek Türkoloji Araştırmaları 2022 başlıklı bildiri kitabı ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün 30.Yılı başlıklı kitabın yayınlanması belirtilebilir.
Bölümde lisans ve yüksek lisans programlarında eğitim gören kaç öğrenci var? Mezun olduktan sonra istihdam imkanları hakkında bilgi verir misiniz?
Şumen Ünivesitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde eğitim lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde sürdürülmektedir. Bir lisans, üç yüksek lisans ve bir doktora programımız mevcuttur. Hepsinde öğrenim gören öğrencilerimiz vardır. Öğrenim esnasında Bölüm düzeyinde hazırladığımız Kariyer Gelişim Programı çerçevesinde öğrencilerle özel sektördeki değişik işletme ve yazıhaneler, tercüme büroları, türizm şirketleri olduğu gibi devlet dairelerini, kütüphaneler ve okuma evlerini de ziyaret edip doğal iş ortamı içerisinde dil uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Bölümden mezun olanlar hem özel, hem kamu sektöründe çalışabilmektedirler. İşletmelerde ve turizm sektöründe, dil ve edebiyat alanında uzman ve çevirmen olarak çalışırlar, bazıları kendi tercüme şirketlerini de kurmuştur. Öğretmenlik (pedagoji) formasyonu edindikleri durumda, okullarda Türk Dili ve edebiyatı öğretmeni olarak, Dil kursu öğretmenliği, Çocuk geliştirme merkezlerinde okutman olarak çalışabilirler ve çalışmaktadırlar. Mezunlarımızın bir çoğu, Sınır kapısı ve Gümrüklerde, Polis müdürlüklerinde, sosyal hizmetlerde de çalışmaktadırlar
Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Toplum olarak öyle günler yaşıyoruz ki, sanki kendi değerlerimizi korumakta zorlanıyoruz. Oysa o kadar da zor değil, çocuklarımıza iyi örnekler sunmalıyız, tarihi çevremizi korumalıyız, örf ve adetlerimizi canlı tutmalıyız ve de dilimizi konuşmalıyız. Çünkü gelecek nesillere karşı bir sorumluluğumuz var, ki bunu değerlerimizi, dilimizi ve kültürümüzü korumakla gerçekleştirebiliriz. Dünya Ana Dili Günü’nüz kutlu olsun!
Kaynak: Bizim Gazete