Deliorman Gazetesine göre Bulgaristan Türklerinin kültürel, sosyal ve politik hayatı (1929-1934)
Cultural, social and political life of The Turks in Bulgaria according to Deliorman Newspaper (1929-1934)
Oktay ALİEV
Student, Sofia University “St. Kliment Ohridski”, Sofia, Bulgaria
ORCID ID: https://orcid.org/0000-0002-5440-783X
E-mail: oktayaliev.2000@abv.bg
Abstract. The aim of the research presented to the reader is to determine the impact of the Deliorman newspaper, published in Bulgaria until the early 1920s and 1930s, on the Turks in Bulgaria. For this purpose, specific issues of the Deliorman newspaper and writings of its authors from certain years were utilized. This approach provided an opportunity to closely follow the identity, existence, religious, social, and cultural life of the Turks in Bulgaria.
Keywords. Deliorman Newspaper, Turks in Bulgaria, Mahmut Necmettin Deliorman.
Özet: Okuyucuya sunulan araştırmanın konusu 1920 ve 1930’lu yılların başına kadar Bulgaristan’da çıkan Deliorman gazetesinin Bulgaristan Türklerinin üzerinde ne tür etkiler yarattığını tespit etmektir. Bu amaçlar doğrultusunda Deliorman gazetesinin belirli yıllarda basılan sayılarından ve müelliflerinin yazılarından istifade edilmiştir. Bu şekilde Bulgaristan Türklerinin kimliği, varlığı, dinî, sosyal ve kültürel yaşamını daha yakinen takip etme imkanı sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Deliorman gazetesi, Bulgaristan Türkleri, Mahmut Necmettin Deliorman.
Bulgaristan’da Türk toplumunun basın tarihine genel bir bakış atıldığında bu topraklarda birçok değerli ve önemli gazetelerin yayınlandığını görebiliriz. Bu topraklarda çıkan ilk gazeteler Osmanlı hâkimiyetinin dönemine tekabül eder. Tuna Vilayetinin Midhat Paşa döneminde yaşadığı olumlu modernizasyon sürecinde burada kurulan Tuna Matbaası’nda çeşitli gazete, dergi ve kitap neşredilmiştir[1]. Bunlardan en önemlisi, ilk sayısı 1865 yılında yayınlanan “Tuna” gazetesidir[2]. Bu gazete aynı zamanda Bulgarca da çıkmıştır[3]. Türk toplumunun, 93 Harbi’nden sonra da Bulgaristan Prensliği dahilinde basın faaliyetleri devam etmiştir. Harpten sonra birçok zorluklar, ekonomik, siyasi ve içtimai sorunlar yaşayan 1879 yılından itibaren Türk toplumunun Bulgaristan Resmi Gazetesi’nde çıkan kararları takip edebilmesi için, onu Türkçeye tercüme etmişlerdir[4]. Bulgaristan Türklerinin basın faaliyetleri XIX. Yüzyıl sonlarından Birinci Dünya Savaşı’na kadar uzanan dönemde durgunlaşmış[5]. Fakat Bulgaristan Türkleri için gazeteciliğinin altın çağı 1920’li yıllarına tekabül ettiğini, o dönemde çıkmaya başlayan onlarca gazeteye bakarak söyleyebiliriz. Bulgaristan Türklerinin en aktif olduğu XX. Yüzyılın 20’li ve 30’lu yıllarında ise toplumun gelişiminde, eğitiminde ve kültüründe iz bırakan, siyasi haberlerden ve dünyada olup biten hadiselerden haberdar eden birçok değerli gazete yayınlanmıştır. Bunların arasında Türk komünistlerin çıkardığı “Ziya” gazetesi[6] ve Bulgaristan Türklerinin, Çiftçi Partisi mensupları tarafından çıkarılan “Çiftçi Bilgisi“ vardı[7]. Onların yanı sıra daha kısa ömürlü “Türk Sözü”, “Ahâli”, “Koca Balkan” gibi gazeteler neşredilmişse de, aynı tarihlerde inceleyeceğimiz “Deliorman” gazetesinin de ilk sayısı Ekim 1922’de çıkmıştır.
“Deliorman” gazetesi Bulgaristan Türklerinin basın tarihinde kuşkusuz en önemli ve kalıcı izler bırakan mecmualarından biridir. Razgrad’ta 21 Ekim 1922 yılında ilk sayısı çıktığında, belki de hiç kimse yaklaşık 11 yıl kısa aralıklarla basılacağını tahmin edemezdi. Bu on bir yıllık süreçte tespit edebildiğimiz 300’den fazla nüshanın her sayısında Bulgaristan Türklerinin türlü sorunlarını öne sürüp sıkça değişen Bulgaristan hükümetlerine duyurmaya çalışmış ve bu sorunların çözümlerini aramıştır[8]. Gazete üzerine bugüne kadar birkaç araştırmacı yazılar yazmış fakat çoğunun araştırma metotları aynı olduğu için, pek fazla detaylara girememişlerdir. Bulgaristan’da Türkçe basın üzerine yapılan araştırmalar geniş çaplı oldukları ve tam bir gazete üzerine durulmadığı için verilen bilgiler kısıtlı olmakla beraber birçok soruya da cevap verememektedir[9]. Çalışmaların bazılarında ise araştırmacılar kısıtlı imkânlardan dolayı gazetelerin sayılarını inceleyememiş ve çoğunu kullanamadıkları için bazı yanlış bilgiler sunmuşlardır. Örneğin, incelediğimiz “Deliorman” gazetesi hakkında kitabında yer veren Altan Deliorman’a göre gazetenin son sayısı Temmuz 1933’de yayınlanmıştır. Lâkin yakın zamanda gazete üzerine detaylı çalışmalar yapan Deniz Bulut’a göre ise, “Deliorman”ın son sayısı 9 Kasım 1933 tarihinde yayınlanmıştır[10]. Gazete 1922 yılında haftalık olarak çıkmaya başlamış, fakat bazı sayılarını gecikmeli olarak 10 veya 15 günde bir çıktığını da gözlemleyebiliriz. Yaklaşık yedi yıl Razgrad’ta çıktıktan sonra “Deliorman” gazetesi başkent Sofya’ya taşınmış ve orada 4 yıl süren yayın hayatını sürdürmüştür[11].
Gazetenin Baş redaktörü Mahmut Necmettin idi. Kendisi, 1897 yılında Razgrad’ta Saraç Salih Efendi ve Ayşe Hanımın oğlu olarak doğmuş, eğitimini burada görmüş ve daha sonra 1913-1915 yılları arasında Sofya’da “Türk Sâdası” ve “Tunca” gazetelerinde stajyerlik yapmıştır. Altan Deliorman’a göre, bahsedilen yıllarda Sofya’da bulunan babası o dönem askeri ataşe olan Mustafa Kemal Paşa ile tanışmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Kemalizm ideolojisinin Mahmut Necmettin Deliorman üzerinde büyük etkisi olmuş olsa gerek, ki M. Necmettin koyu bir Kemalist olup Atatürk Devrimlerini benimser ve Bulgaristan Türkleri arasında yaygınlaşmasında büyük rol oynar. Hemen her yazılarında bu ilkelerden bahseder, önemlerini vurgular ve Bulgaristan Türklerinin ilerlemesi için şart haline geldiklerini belirtir. Aynı zamanda M. Necmettin daha “Deliorman” gazetesinin çıktığı ilk yılda (1922) M. Kemal Paşa ve Millî Mücadele ile alakalı yazılar paylaşmış, bu mücadeleyi dikkatlice takip ederek Bulgaristan’daki Türk toplumunu bilgilendirmiştir[12]. Mahmut Necmettin’in siyasî ve ideolojik görüşlerinin belirmesinde Çanakkale Muharebesi’nin de kuşkusuz büyük yeri vardır. 1915 yılında M. Necmettin Bulgaristan’dan gönüllü olarak Osmanlı ordusuna katılmış ve Çanakkale’ye gönderilmiştir. Fakat dizanteri hastalığından dolayı İstanbul’da tedavi görüp daha sonra ise, 1919 yılında Bulgaristan’a dönen genç gazeteci burada 1922 yılında “Deliorman” gazetesini basmaya başlamış[13].
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Bulgaristan Çarlığında yaşanan Çar ve hükümet değişimi, burada yaşayan Türklerin aleyhine olmuştur. Savaş karşıtı ve köylü kesimin yanlısı olup daima onları destekleyen ve oylarını almaya çalışan Çiftçi Partisi (БЗНС) Cihan Harbi’nden sonra toplumun güvenini kazanmış ve başa geçmiştir. Aleksandar Stamboliyski hükümeti (1920-1923) Bulgaristan’da bulunan Türkler için de geniş çaplı politikalar ve projeler üreterek onları kendi safına çekmeyi başarmış, sıkça toplumun önderleri ile görüşerek onların sıkıntılarını gidermeye gayret göstermiştir[14]. Bu siyaset “Deliorman” gazetesi sayfalarına da yansımış ve hatta 20 Ocak 1923 tarihinde çıkan 17’ci sayısında Stamboliyski ve Türk muallim, aydınların ve köylülerinin bir arada bulundukları bir fotoğraf paylaşılmıştır[15]. Bahsedilen dönemde birçok Türk aydınları partiye üye olurken Mahmut Necmettin’de üye olmakla beraber bir de Razgrad Türk kolunun sekreterliğinizde üstlenip aktif olarak siyasete katılıyor[16]. Fakat, Çiftçi Partisi dönemi çok uzun sürmüyor ve 9 Haziran 1923 yılında düzenlenen askerî darbe ile Stamboliyski hükümeti düşürülüyor, kendisi ise feci bir şekilde idam edilmiştir. Onların yerine gelen Al. Tsankov hükümeti devirdikleri Stamboliyski hükümeti ve yanlısı olanlara soruşturmalar açmış, bazı siyasetçileri hapse attırmıştır. Mahmut Necmettin’in anlattığına göre, kendisi yaklaşık 15 gün kadar Razgrad hapishanesinde mahkûm kalmıştır[17]. Hapisten sağ çıktıktan sonra M. Necmettin basın faaliyetlerine devam etmiştir.
Çiftçi Partisi hükümetinin askerî darbe sonucu düşürülmesinden sonra Bulgaristan Türkleri siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel durgunluk dönemine girmiştir. Deliorman gazetesi ve Mahmut Necmettin için de 1920’li yıllar bir hayli dinamik geçmiş, gazete bir dönem kapatmış, M. Necmettin ise 16 Nisan 1925 Sofya’da Sveta Nedelya kilisesinin bombalanması sonucu tutuklanmış, idama mahkûm edilmiş fakat kurtulmuştur. Bir müddet üzerinde ki baskılardan uzak kalabilmesi için 1926’da Plevne’ye taşınır. Orada “Mücadele” ve “Tunaboyu” gazetelerini yayınlamıştır[18]. Plevne’den tekrar Razgrad’a 1927 yılında dönen Mahmut Necmettin, “Deliorman”ı yayınlamaya devam ederek gazetenin ikinci dönemini başlatmıştır (1927-1929). 1920’li yılların sonunda beliren Dünya ekonomik krizi, Bulgaristan Türklerinin sorunlarını daha da derinleştirmiş ve bu zorlu dönemde Sofya’da bir Milli kongrenin düzenlenmesi kararlaştırılmıştır. Burada bu toplumun ana sorunları olan okullar, dini kurumlar, vakıflar ve hayır cemiyetleri üzerinde tartışılmış ve çoğu hususta karara varılmıştır. Kongre, Bulgaristan Türk basınında geniş yankılar uyandırır. “Deliorman” gazetesinin 1 Aralık 1929 tarihli sayısında haklı bir şekilde şöyle yazmaktadır: “Bu kongrenin Bulgaristan Türklerinin tarih önünde bir dönüm noktası olduğunu unutmamalıyız“[19]. Kongre ve kararları yıllarca birikmiş sosyo-ekonomik ve kültürel sorunları çözecek güçte olamamasına rağmen, yine de burada yaşayan Türk toplumuna büyük umutlar aşılamıştır. Kongrede alınan bir karara göre “Deliorman” gazetesi Razgrad’tan Sofya’ya taşınmıştır. Altan Deliorman’a göre bu gazetenin üçüncü dönemidir (Aralık 1929 – Temmuz 1933).
Üçüncü dönemine “Deliorman” gazetesi yarı Osmanlıca, yarı Latin harflerle ayak basmıştır. 1930 yılından itibaren “Deliorman”, okuyucularına her sayısında yeni harfleri öğrenmeleri için uyarıda bulunmuştur. Örneğin, 3 Ocak 1930 tarihli sayısında redaksiyon gazetenin kapak sayfasına Osmanlıca şu sözleri yazmıştır: “Türk, kendi alfabeni çabuk öğren! Çünkü gazeten yakında Arap harflerini hiç kullanmayacaktır”[20]. Yapılan bu uyarıdan tam bir ay sonra 3 Şubat 1930 tarihli sayısında gazete, bu sayıdan sonra tamamen yeni harfleri kullanacağını belirtmiştir[21]. Ocak – Şubat 1930 arasında çıkan tüm sayılarda gazete okuyucularına hem Osmanlı Türkçesiyle, hem günümüz Türkçesiyle makaleler ve yazılar sunmuş ise de, her sayısında onları Latin harflerini öğrenmeye teşvik ettiğini de görmekteyiz. Yeni açılan Latin harfleri ve yeni alfabe kursları, gece mekteplerini, yeni harfleri öğreten cetvel ve kitaplar gazetenin hemen her sayısında mevcuttu.[22] Üçüncü döneminde “Deliorman” gazetesi halkın dertleriyle yakinen ilgilenmeye devam ediyordu. Şahsen Mahmut Necmettin, Deliorman yöresindeki köyleri ve kasabaları teker teker gezerek orada yaşayan Türk toplumunun sorunlarını gazeteye aktarmaya ve okuyuculardan yardım talep etmeye devam ediyordu. Köylerin sosyo-ekonomik durumunu, bilhassa Türk mekteplerinin durumunu, muallimlerin durumunu ve burada yapılan veya yapılmaya çalışan inkılaplarda öncü olan kişilerden yazılarında uzunca bahsederdi.
“Deliorman” gazetesi Bulgaristan Türk ve Müslüman toplumunu daha yakından tanımak, onların kültürünü, tarihini, sorunlarını ve gündelik yaşamını takip edebilmek için kullanılabilecek çok ender kaynaklardan biridir. Bu gazetede işlenen konular burada yaşayan toplumun dününü, bugününü ve yarınlarını titizce düşünülerek işlenmiştir. Eğitim, kültür, siyaset gibi konular hemen her sayısında işlenmiş, çareler aranılmış, hükümetlere ve siyasetçilere duyurulmaya gayret gösterilmiştir. Bunlardan başka 1920’li yıllar Bulgaristan Türkleri arasında büyük bir mücadeleye tanık olmuştur. Türk toplumu kutuplaşarak iki büyük gruba ayrılmıştır. Bir yandan muhafazakâr kesim, diğer yandan ise 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan hemen sonra ortaya çıkan Kemalist ve devrimci düşünceye sahip ikinci bir kesim. Bu iki kesimin arasında şiddetli bir çatışma meydana gelmiştir. İki grup da birbirlerine ağır ithamlarda bulunarak düşüncelerinin yanlış yönde olduğunu kanıtlamaya çalışmışlarsa da, safını veya ideolojisini değiştirenler olmamıştır. Bu kutuplaşmayı araştırırken Kemalist bir gazete olan “Deliorman”ın sayfalarından faydalanmak gerekir. Araştırma doğrultusunda ele alınan dönem 1929-1933/34 olduğundan dolayı bu yıllar arasında çıkan sayıları incelediğimizde, birçoğunda muhafazakâr kesime hatta Bulgaristan Müftülüğü’nün gazetesi olan “Medeniyet” muharrirlerine ağır sözler; “İntibah” gazetesine ise “paçavra” gibi ithamlar eksik olmayıp sıkça görülebiliyordu[23].
“Deliorman” gazetesinin 4 Şubat 1931 yılında çıkan sayısında “Allah’ın kara belâsı” adında geniş bir makale bulunuyor. Orada, kısaca 150’liklere, “Rehber” ve “İntibah” gazetesi etrafında toplanmış “hainlere” M. Necmettin çok sert bir üslupla Mehmet Celil’i kınıyor, hatta tüm saygı sınırlarını ihlal ederek yazısının sonunda onun için “Allah alsa da kurtulsak” diyordu[24]. Bu üçüncü dönemde “Deliorman”da işlenilen ve üzerine vurgu yapılan konuların başında iç ve dış haberler (siyasî ve politik), gönderilen mektuplara nazaran halkın dertleri ve sıkıntıları, kültür, spor ve sinema haberlerinin yoğunlaşması ve de yetim ve öksüzlere yardım kampanyaları ile sahip çıkılmasına dair kısa yazılar bulunuyordu. İlk kez Bulgarca yazılar ve makaleler gazetenin bu döneminde çıkmaya başlamıştır. Her hükümet veya bakan değişikliklerinde “Bizim isteklerimiz” („Нашите искания“) Bulgarca başlıklı yazılarda Bulgaristan Türklerinin sorunlarını ve reform isteklerini vurgulayan, başta olan hükümetlerin ilgisini kazanmak için tamamen Bulgarca olan yazılar paylaşılmıştır[25].
Kültür ve eğitim alanında Bulgaristan Türkleri arasında büyük yankı ve geniş tartışmalar getirecek en önemli hususlardan biri Türkiye’de 1928 yılında uygulanan Harf Devrimi idi. Bu inkılaptan esinlenerek, Latin alfabesi aynı yıl Lom kasabasında tertip edilen bir toplantıda Türk Muallimler Cemiyeti tarafından kabul edilmiştir. Bu alfabe, Bulgaristan’da bulunan Türk ve Müslüman toplulukları arasında yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamıştır.[26] Bu şekilde 1928 yılından itibaren çıkan gazete ve kitaplarda Latin alfabesini kullanmaya başlamıştır. Latin alfabesini kabul ettirme ve yaygınlaştırma görevini 1929’da düzenlenen Millî Kongre’de üstlenen “Deliorman” gazetesi redaktörleri inkılabı destekleyici sloganlar atmaktadır. Örneğin, 17 Ekim 1931 tarihli sayısında dil birliğine şu sözlerle vurgu yapılmıştır: “Çokluk kuvvet değildir. Zekâ ve bilginin yarattığı kuvveti çokluk yenemez. Millet varlığını dil birliği yaratır. Dil birliği cemiyetin olduğu kadar fertlerinde benliğini kuvvetleştirir”.[27] Bulgaristan’da uygulanan Harf Devrimine öncülük eden “Deliorman” gazetesi Latin harflerini benimseyen ilk gazetelerden biridir. Aynı zamanda gazete, gece kurslarının tertip edilmesinde de büyük rol oynamış ve sözü geçilen sayının sonunda: “Muallim efendiler, yaşlılara geceleri yeni harfleri öğretici kurslar açınız ve bize bildiriniz” diyerek ricada bulunur[28].
Gazetede kültüre ve onunla ilgili havadislere büyük önem verildiği ayrı bir sütünün bazen „Kültür“, bazen de ayrı bir sayfanın “Kadın, Spor, Sinema ve Moda Sayfası” başlığını taşıdığından anlamaktayız. “Spor Sıhattır, Sinema Mekteptir” sloganları ise Bulgaristan Türklerinin kültürel değerlere daha sıkı sarılıp sahip çıkmalarına nişan eder. İlk göze çarpan detaylar ise gazetede sadece Bulgaristan’da yaşayan Türklerin kültürüne dair yazılar değil, tüm dünya kültürünü kapsayan yazılar olmasıdır. Bu da o dönemdeki Bulgaristan Türklerinin ne kadar az ve kısık malî imkânları olsa da, yüksek seviyede eğitimli, donanımlı ve yenilikçi olduklarının en iyi göstergesidir. Sütunlarının arasında halk edebiyatına, şiire, hikayelere ve türkülere de geniş yer bulan “Deliorman” gazetesi bu şekilde Bulgaristan Türklerinin literatürüne ve folkloruna da büyük katkıda bulunmuştur. Dikkatle bakılırsa gazetede bulunan ürün ve kitap reklamları da faydalı içerikler bulundurmaktadır. Atatürk devrimlerinden olumlu etkilenen Bulgaristan Türkleri onun ilkelerini daha iyi anlayabilmesi için Gazi Kemal Paşanın biyografisi üzerine basılan kitaplar gazete okuyucuların dikkatine sunulmuştur. Genelde bu ilkelerin sıkı bir takipçisi olup onları benimseyen ve Bulgaristan Türkleri arasında yayılması için büyük uğraş gösteren Mahmut Necmettin, onların toplumun üzerine olumlu etkiler yaratacağına inanan biri olduğu için, bu tür kitap ve yazıları gazetesinde paylaşmaktan çekinmezdi. Gözden kaçırılamayacak kadar önemli olan bir detay daha “Deliorman” gazetesinde belirmektedir. Turan cemiyetlerinin 1924 yılında kurulmasıyla beraber Bulgaristan’da Türk spor kulüpleri de faaliyete geçmeye başlamıştır. Bu ve buna benzer çeşitli sebeplerden dolayı Bulgaristan Türkleri güreşten başka sporlara da geniş ilgi duymaya başlamış ve bundan dolayı M. Necmettin gazetesinin üçüncü döneminin hemen her sayısında spor ile ilgili yazılar paylaşıyordu.
Bulgaristan Türklerinin eğitimi genelde onların ellerinde olur ve devletten pek fazla destek görmezlerdi. Bu sırf incelediğimiz döneme tekabül etmez. Türk mektepleri ancak komünist idaresindeyken 1946 yılında millileştirilmiş ve idaresi devlet bütçesinden karşılanmaya başlamıştır. O yıllara kadar garip Türk köylüsünün mektepleri bin bir çeşit zorluklarla, encümenliklerle idare etmeye gayret gösterse de çoğu zaman yeterince malı, toprağı ve parası bulunmayan bu idarî birimler, köy ve kasabalı orta halli ve zengin Türk, Müslüman kişilerden yardım toplayarak mektepleri ayakta tutma gayreti göstermiştir. “Deliorman” gazetesi Türklerin eğitimine ne tür destek sağladığı üzerine birçok örnekler verilebilir. Şahsen Mahmut Necmettin Bulgaristan’da Türklerin eğitimine ve bu alandaki yaşanan zorluklar ve sorunlar üzerine nice yazılar yazıp Sofya’nın dikkatini bu yöne çevirmek istiyordu. Örneğin, bir yazısında şöyle der: “Bizim istediğimiz nedir? Nazırlık, kaymakamlık değil! Çünkü bunların bize verilmeyeceğini biliriz. Öyle ya, bize köy bekçiliği, yangıncı neferliği, çöpçülük ve jandarmalık ne yetmemiş! Her neyse, bizim bunların hiçbirisinde gözümüz yok. Biz mektep istiyoruz! Biz, elimizdekinin bizden alınmasını istemiyoruz! Bulgaristan Türkleri bu memleketin en sakin tebaasıdır. Askerlik mi etmiyoruz, vergi mi vermiyoruz?”[29]. Mahmut Necmettin’in eğitim alanında verdiği savaş sadece bu sitemlerle sınırlı değildir. Gazetesinin „Muhabir Mektupları“ köşesinde yayınladığı yazılarda kim, nerede ve nasıl Türk mekteplerine yardım ettiğine dair bilgiler verip, onların sorunlarının çözülmesine öncü olmuştur.
Aynı zamanda Mahmut Necmettin ve Turancılar, Sofya şehrini Türkçe eğitiminin ve Türk kültürünün ve Atatürk inkılaplarının da başkenti yapmak istiyordu. Bu kanaate M. Necmettin’in yazdığı bir makaleden varabildik. Çiftçi Partisi hükümeti tarafından Şumnu kasabasında 1922 yılında kurulan Medresetü’n Nüvvâb mektebi kısa zamanda ün kazanarak Bulgaristan Türklerinin eğitim ve kültür ocağı haline dönüşmüştür[30]. “Ne yapmak istiyoruz?” başlıklı yazısında M. Necmettin Nüvvâb’ı Şumnu’dan Sofya’ya naklini isterken bu isteğini şu sözlerle destekliyordu: “Sofya’da ecnebi dillerini bilen çok öğretmen var ve bunları Nüvvâb’ta muallim yaparak onlardan istifade edilebilir. Aynı yazıda müellif Nüvvâb’ın şeffaf bir şekilde yönetilmediğini ve “senelik bütçesinin bugün bir kaç kişiden madâ kimse bilmediğini” dile getiriyor[31]. M. Necmettin’e göre Nüvvâb’ı yobazlar, hainler ve 150’likler abluka altına almış ve oraya gönderilen Türk çocukları onlar tarafından zehirlenmiştir, Nüvvâb ise bir nevi inkılap düşmanı yuvasına dönmüştür. Raporun devamında bu okulu bitiren çocukların inkılap ve Türklük düşmanları olarak yetiştirildiğine dair kanaat getirilmiştir. Bu sebeplerden dolayı Vakıflar Müdürlüğü’ne yeni müdürü olarak tayin edilen Vidinli Rasim Mehmet Bey’den derhal Nüvvâb’ın Sofya’ya taşınılması talep etmişti. Nüvvâb mektebinin oraya nakli Şumnu’da bulunan muhafazakâr öğretmenleri büyük ihtimal saf dışı bırakmayı amaçlıyordu. Mahmut Necmettin’in şu sözleri bu varsayışı destekler niteliktedir: “Binaenaleyh Sofya gibi münevver bir muhitte yetişecek olan Türk çocukları, hayattan alacakları örneklerle daha kabiliyetli ve daha olgun olarak yetişecektir”[32]. Bu geniş yazısında M. Necmettin vakıf fonlarına da dikkat çekerek burada toplanılan paranın ve nereye harcandığı üzerine sorular soruyordu. Üniversite ve meslek mekteplerine talebe yetiştirmek için toplanan bu paraların eski vakıflar müdürü tarafından talan edildiğine dair kanaat getiriyordu. “Deliorman” gazetesinin 31 Ekim 1931 tarihli sayısında vakıflar müdürlüğüne yeni tayin edilen Rasim Bey ile bir mülâkat yayınlanmış ve orada Nüvvâb mektebi için sorulan soruda müdür şu şekilde yanıt vermiştir: “Birinci fikrimiz Nüvvâb’ın islâhı, 2’nci, Nüvvab’ı ilâhiyat ve pedagoji kısımlarına ayıracağız”. Nakil meselesi üzerine ise Rasim Bey tam olarak kesin bir cevap vermiyor ve heyetinle düzenleyeceği toplantılarda bu konuyu istişare edip bir karar verileceğine dair vaatlerde bulunuyor[33].
Bulgaristan Türklerinin bir türlü çözüme bağlanmayan eğitim, vakıf ve şeri sorunlarının askıda kalmasının bir diğer önemli sebebi de onların Bulgaristan Meclisinde temsil edebilecek şahısların bulunmamasıdır. Çiftçi Partisi döneminde yaşadığı “Altın çağı” arayan Türk toplumu “Sgovor” hükümeti döneminde (1923-1931) birçok zorluklar yaşamış ve onlarla mücadele etmeye çalışmıştır. Genel olarak siyasete pek katılmayan Bulgaristan Türkleri bu dönemde aktif olarak siyasi gelişmeleri takibe almıştı. İstatistik olarak 1933 yılında Bulgaristan Meclisinde Türk toplumunu temsil edebilecek sadece 4 Türk milletvekili vardı[34]. “Deliorman”da Çiftçi Partisinin programının paylaşılmasıyla belki de o dönemde idarede bulunan “Sgovor” hükümetine bir ince mesaj olmasını amaçlıyordu, ama bu program onların dikkatini çekmiş ve bundan rahatsız olduklarını beyan etmişlerdir[35]. Hatta “Slovo” gazetesinde bu programın basılmasıyla alakalı dış güçlerin parmağı olduğunu belirtiyor. Bu suçlamalara cevap olarak “Deliorman”ın baş redaktörü olan Dr. Bekir Sıtkı Bey, Bulgarca bir yazı yayınlıyor. Orada “Dış güçlerin” izlerini aramak “Asılsız bir iddiadır” şeklinde yazan B. Sıtkı, bir de toplumun içinde Bulgaristan Türklerine karşı şüpheler çekilmesini ve onlara düşmanca bakılmasını kınıyordu. Bulgaristan Türklerinin son seçimlerde “Sgovor” hükümetini desteklememelerinin sebebini ise B. Sıtkı toplumun sabrının taştığı için olduğunu beyan ediyor. Hakikaten, “Sgovor” hükümeti yakından, uzaktan bu toplumun sorunlarıyla ilgilenmemiş, aksine 150’den fazla Türk mekteplerini kapatarak ve bazı önemli ve eğitimli muallimleri mesleklerinden men ederek Türk toplumuna daha da büyük zorluklar yaşatmış[36]. Cenevre’de Hukuk bitiren avukat Muharrem Yumukoğlu, “Deliorman” gazetesi sayfalarında yazdığı bir makalede azınlıklara ve onların temsil haklarına değiniyordu. Bu yazının son paragraflarında Yumukoğlu, buradaki Türk toplumunun siyasette pasif olmasından şikâyetçi bir üslupta şu sözleri kaleme almıştı: “…Milletin mümessilerini seçmek zamanı geldikçe biz bu işi kendimiz yapacağımız yerde partiya (parti) bürolarına bırakıyorduk; onlarsa birtakım iktidarsız, yüzsüz ve şan delisi adamları seçiyor ve seçtiriyordu”[37]. Tüm bu siyasi sorunlar Bulgaristan’da bir Türk partisinin kurulma fikrini gündeme getirmişti. Bu yeniliğe önderlik edecek kişi Mahmut Necmettin ve onun çıkardığı “Deliorman” gazetesiydi. Bulgar gizli servislerinin 1930 yılında “Bulgaristan’da Çıkan Türkçe Gazetelerin Listesi” adıyla hazırlanan raporda, “Deliorman”dan şöyle bahsedilmektedir: “Latin harfleri ile yayınlanır (…) Ayrıca hiç olmazsa 20-30 milletvekilini Millet Meclisine sokma düşüncesiyle Bulgaristan’da bir Türk milli partisinin kurulması meselesini ilk kez ortaya koymuştur.”[38]
* * *
Mahmut Necmettin ve “Deliorman” gazetesinin kaderini belirleyen en önemli hadise Razgrad mezarlık olaylarıdır. 1933 yılının 14-15 Nisan gecesi sağcı “Rodna Zaştita” organizasyonu tarafından düzenlenen bir saldırı sonucu Razgrad’ta yaklaşık 200 Türk mezarlığı tahrip edilmiştir[39]. Razgrat hadisesini yakından takip eden Mahmut Necmettin durumu hemen Anadolu Ajansı muhabiri olan Ali Naci Karacan’a ve Sofya Büyükelçisi Tevfik Kâmil Bey’e bildirerek kamuoyunu aydınlatmaya gayret göstermiştir. Fakat verdiği malumatlarla bu olayın Türkiye’de de duyulması ve büyük yankı uyandırması, Mahmut Necmettin’i açık hedef haline getirmiştir. Sofya Elçiliğine verilen bir rapora göre 24 Ağustos akşamı kahveden evine giderken saldırıya uğrayan M. Necmettin “öldüresiye dövülerek, çırılçıplak, bir hendeğe atılmış ve gecenin üçünde iniltisine gelen banyoların bekçisi tarafından kurtarılmıştır”[40]. Bu olaydan az bir zaman sonra Mahmut Necmettin Türkiye’ye göçmüş ve hayatını orada sürdürmüştür. Yaklaşık 11 yıl kadar yayın hayatına sahip olan “Deliorman” gazetesi ise askerî darbeyle başa gelen Ondokuzmayısçılar adını taşıyan sağcı gruplar tarafınca kapatılmıştır. Türkiye’de birçok kitap ve yazı yayınlayan Mahmut Necmettin orada Deliorman soyadını almış ve 7 Aralık 1973 tarihinde vefat etmiştir.
19 Mayıs 1934 tarihinde Bulgaristan’da yaşanan siyasi ve askeri darbe sonucu hükümet değişimine gidilmiştir. Bu darbeyi düzenleyen aşırı sağcı grupların başında olan Kimon Georgiev parlamenter yönetim biçimini, Halk Meclisini ve Tırnova Anayasası’nı ortadan kaldırarak monarşist diktatörlüğü kurmuştur[41]. Darbeden sonra Bulgaristan Türklerinin durumu içler acısı bir hale gelmiştir. Bazı Türk mektepleri kapatılmış, gazetelerin çoğu yasaklanmış, “Turan” dernekleri kapatılmış, Bulgaristan Türklerinin siyasî hayata katılımı sınırlandırılmıştır[42]. Kemalist düşünce ve inkılaplarının sınırlandırılması için Bulgaristan Türklerinin eğitimli ve elit diyebileceğimiz kesime şiddet ve bezdirme siyaseti uygulanmış ve çoğu Türkiye’ye göçmek zorunda kalmıştır. Bunlardan biri de yukarıda da bahsettiğimiz gibi Mahmut Necmettin’dir.
Sonuç olarak Bulgaristan Türklerinin 1920’li ve 1930’lu yıllarda iki büyük gruba ayrılıp kutuplaşması ve bu gruplar arasındaki şiddetli mücadele, sadece onların zararınaydı. Bulgaristan hükümetleri ve siyasetçileri bu çekişmelerin farkındaydı ve Kemalistleri bir tehdit olarak gördükleri için daima muhafazakâr kesimi desteklediler. Hatta askeri darbeden sonra tüm Kemalist gazeteleri kapatılırken Müftülüğün ve yeni hükümetin destekçileri olan “Medeniyet” gibi gazeteler yayın hayatına 1944 yılına kadar devam etmekteydi. “Deliorman” gazetesi Bulgaristan Türklerinin düşüncelerini, sorunlarını, kaygılarını ve gündelik yaşamını araştırmak için temel kaynaklardan biridir. Türk toplumunun bir türlü karara bağlanamayan ve sonu görünmeyen sorunlarının paylaşıldığı ve üzerine derin düşüncelerle fikirler atılan sütunların arasında çok değerli bilgilere ulaşabiliriz. Gazetenin bir diğer önemli özelliği ise yaklaşık 11 yıla yakın bir sürede devamlı bir şekilde sadece Deliorman yöresinde yaşayan Türklerin değil, tüm Bulgaristan coğrafyasında yaşayan toplumun sesi haline gelmesidir.
Bibliyografi:
Боршуков, Г. История на българската журналистика, С. 1976.
Джамбазов, И. Религиозната организация на мюсюлманите в България 1878-2018, С. 2018.
Зафер, З. България непосредствено след 9.IX.1944 през погледа на един турски журналист – Анамнеза, XIII, 2018, кн. 1, с. 48-63.
Кълъч, О. Жертва на съдбата, С. 2020.
Спасов, Л. Реформите на Ататюрк, мюсюлманите в България и българо-турските отношения (1923-1938 г.), Велико Търново 2017.
Стоянов, В. Малцинствените общности в България. Турците – В: История на България, IX, С. 2012, с.
Стоянов, В. Турското население в България между полюсите на етническата политика, С. 1998.
Ялъмов, И. История на турската общност в България, С. 2002.
Ялъмов, И. Турският периодичен печат в България (1878-1996) – Периодичният печат на малцинствата в България, С. 1998, с. 6-67.
Acaroğlu, T. M. Bulgaristan’da 120 Yıllık Türk Gazeteciliği (1865-1985), İstanbul 1990.
Bahtiyar, N. Balkanlar’da Türk Ünlüleri. Ansiklopedik Bilgiler. İstanbul 1999.
Bulut, D. Bulgaristan’da Bir Türk Gazetesi: Deliorman (1924-1929). Yüksek lisans tezi. Sakarya 2023.
Cambazov, İ. Bulgaristan Türk Basını Tarihinde Yeni Işık-Nova svetlina gazetesi, İstanbul 2011.
Cambazov, İ. Medresetü’n-Nüvvab. Anılar-Belgeler, Sofya 2005.
Deliorman, A. Bulgaristan’da Türkçe Basın (1865-2009), İstanbul 2010.
Deliorman, M. Razgrad Mezarlık Hadisesinde Çanlar Benim İçin Çaldı. İstanbul 1955.
Hakkı, İ. T. Okday. Bulgaristan’da Türk Basını, İstanbul 1980.
Karagöz, A. Bulgaristan Türk Basını (1879-1945), İstanbul 1945.
Kerim, Y. Bulgaristan’da 1878-1944 Döneminde Çıkmış Olan Gazete ve Dergilerin Alfabe Sırasıyla Cetveli – Balkan Ülkelerinde Türkçe Eğitim ve Yayın Hayatı. Bilgi Şöleni (20-24 Nisan 1998). Bildiriler, Ankara 1999, pp. 185-196.
Kerim, Y. Bulgaristan’da Türkçe Süreli Basın (1865-1944) – Balkan Ülkelerinde Türkçe Eğitim ve Yayın Hayatı. Bilgi Şöleni (20-24 Nisan 1998). Bildiriler, Ankara 1999, pp. 167-184.
Keskioğlu, O. Bulgaristan’da Türkler. Tarih ve Kültür, Ankara 1985.
Kоç, B. Tuna Vilayeti Gazetesi ve içeriğine dair bazı bilgiler (Mart 1865-Mart 1868). TAD. 2015; 34(57): 121-158.
Memişoğlu, H. Geçmişten günümüze Bulgaristan’da Türk eğitim tarihi, Ankara 2002.
Şimşir, B. Bulgaristan Türkleri (1878-2008), Ankara 2009.
Şimşir, B. The Turkish Minority Press in Bulgaria. Its History and Tragedy (1865-1985), Ankara 1985.
Tunçay, M. BKP’nin Türkçe Yayın Organı Ziya Gazetesi (1920-1923) ve Türkiye, İstanbul 2009.
[1] Deliorman, A. Bulgaristan’da Türkçe Basın (1865-2009), İstanbul 2010, p. 31.
[2] “Tuna” gazetesi için bkz. Kоç, B. Tuna Vilayeti Gazetesi ve içeriğine dair bazı bilgiler (Mart 1865-Mart 1868). TAD. 2015; 34(57): 121-158.
[3] Боршуков, Г. История на българската журналистика, С. 1976, 203-204.
[4] Ялъмов, И. Турският периодичен печат в България (1878-1996) – Периодичният печат на малцинствата в България (1878-1997 г.), София 1998, с. 7.
[5] Bu dönemde çıkan tüm gazetelerin katalogu için bkz. Deliorman, A. Op. cit., pp. 37-77.
[6] Tunçay, M. BKP’nin Türkçe Yayın Organı Ziya Gazetesi (1920-1923) ve Türkiye, İstanbul 2009.
[7] Deliorman, A. Op. cit., pp. 77-78; 80-81.
[8] “Deliorman” gazetesinin sayıları Sofya’da bulunan Milli Kütüphanenin Şarkiyat bölümünde muhafaza ediliyor. Bu çalışmada kullanılan sayılar oradan temin edilmiştir. Milli Kütüphane Şarkiyat bölümünde çalışanlara yardımlarından dolayı teşekkürü borç bilirim.
[9] Acaroğlu, M. Bulgaristan’da Türk Gazeteciliği (1865-1985), Ankara 1990; Karagöz, Adem Ruhi, Bulgaristan Türk Basını 1879-1945, İstanbul 1945.
[10] Deliorman, A. Op. cit., p. 93; Bulut, D. Op. cit., p. 30.
[11] Bulut, D. Op. cit., p. 30.
[12] Deliorman, № 2, 24.10.1922, pp. 1-2.
[13] Deliorman, A. Op. cit., pp. 93-94.
[14] “Çiftçi Bilgisi” gazetesinde Çiftçi Partisinin Bulgaristan Türkleri ve Müslümanlarına yönelik politikalarına ve programına dair bulgarca bir yazı mevcuttur. Bu yazı aslında Çiftçi Partisinin programından alınmıştır ve tam 19 noktadan oluşmaktadır. Bunların arasında siyasi özgürlükler, dil ve din özgürlükleri, vakıf ve mektep sorunlarının cözümüne dair verilen vaatler ve öneriler Bulgaristan Türklerine büyük umut aşılamıştır. Program için bkz. Çiftçi Bilgisi, № 1, …, p. 4.
[15] Deliorman, № 17, 20.01.1923, p. 1.
[16] Bahtiyar, N. Balkanlar’da Türk Ünlüleri. Ansiklopedik Bilgiler. İstanbul 1999, p. 109.
[17] Deliorman, M. Razgrad Mezarlık Hadisesinde Çanlar Benim İçin Çaldı. İstanbul 1955, pp. 90-91.
[18] Deliorman, A. Op. cit., p. 94; Bahtiyar, N. Balkanlar’da Türk Ünlüleri. Ansiklopedik Bilgiler. İstanbul 1999, pp. 109-110.
[19] Şimşir, B. Bulgaristan Türkleri (1878-2008), Ankara 2009, p. 127.
[20] Deliorman,
[21] Deliorman,
[22] Deliorman,
[23] Deliorman, № 56 (222), Yıl 9, 04.02.1931, p. 2.
[24] Deliorman, № 56 (222), Yıl 9, 04.02.1931, p. 2.
[25] Örneğin bkz. Deliorman, № 77 (222), Yıl 9, 05.09.1931, p. 1.
[26] Şimşir, B. Bulgaristan Türkleri (1878-2008), Ankara 2009, pp. 143-144.
[27] Deliorman, № 79 (222), Yıl 9, 17.10.1931, p. 1.
[28] Deliorman, № 79 (222), Yıl 9, 17.10.1931, p. 2.
[29] Bulut, D. Bulgaristan’da Bir Türk Gazetesi: Deliorman (1924-1929). Yüksek lisans tezi. Sakarya 2023, p. 52.
[30] Hatipoğlu, İ. Medresetü’n-Nüvvâb – Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, XXVIII, Ankara 2003, pp. 344-346; Cambazov, İ. Medresetü’n-Nüvvâb. Anılar-Belgeler, Sofya 2005, pp. 154-168.
[31] Deliorman, № 80 (222), Yıl 9, 24.10.1931, p. 1.
[32] Deliorman, № 80 (222), Yıl 9, 24.10.1931, p. 1.
[33] Deliorman, № 81 (222), Yıl 9, 31.10.1931, p. 1.
[34] Стоянов, В. Турското население в България между полюсите на етническата политика, С. 1998, с. 80.
[35] Deliorman, № 72 (222), Yıl 9, 04.08.1931, p. 2.
[36] Deliorman, № 72 (222), Yıl 9, 04.08.1931, p. 2.
[37] Deliorman, № 78 (222), Yıl 9, 12.09.1931, p. 1.
[38] Deliorman, A. Op. cit., p. 91.
[39] Ağca, U. Türkiye-Bulgaristan İlişkileri Çerçevesinde Razgrat Olayı ve Türk Kamuoyuna Yansımaları. Yüksek lisans tezi, Nevşehir 2014, p. 116.
[40] Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi 30-10-0-0 241 630 40.
[41] Yıldırım, B. Bulgaristan ve Bulgaristan Türkleri (1878-1938), İstanbul 2019, p. 142.
[42] Стоянов, В. Малцинствените общности в България. Турците – В: История на България, IX, С. 2012, с. 553.