Bağlantı haritası Anasayfa » Cenaze Töreni

Cenaze Töreni

Yazı: İbram Ahmed

Ölen kişinin vefat ettiği anlaşılınca, önce çenesi başının üzerinden bir bezle bağlanır, göz kapakları kapatılır ve hoca cenaze başında ezan okur. Ölen kişinin tüm ailesine, yakında ve uzakta bulunan akraba ve dostlarına ölüm haberi verilir. Ölüm olayı, camiden selâ okunarak halka duyurulur.

Cenaze kefenle sarılır; kefenin üzerine gül suyu dökülür ve bıçak konulur. Cenaze bir akşam evde kalır. Cemaat sabaha kadar cenazenin başında bekler, ilâhi söylenir ve dua edilir. Mevhumun üzerinden, kedi atlamasın sakın diye bir inanç vardır. Cenazeyi gece bekleyenlere kolaç (pesmet), ayran veya çay, kahve dağıtılır. Ölen kişinin defnine çok uzaktan (yurtdışından) gelecek olan yakınları varsa, cenazenin defnedilmesi bir güne kadar bekletilebilir. Fakat bir cenazeyi yerde fazla bekletilmek olmaz, en kısa zamanda gömülmesi gerekir.

Ertesi gün, sabah erkenden mezar kazıcıları tarafından, mezar kazılır. Bu arada evinde ölen kişi yıkanır (taharetlenir). Cenazenin yıkanması bu işi bilen gassal tarafından gasilhanede olur. Hocanın önderliğinde, ölenin evinde veya gasilhanede cenaze taharetlenir, kefenlenir ve üstü açık bir tabuta koyulur.

Cenaze, öğle namazından sonra defnedilir. Tabut, evin veya caminin önüne çıkartılır ve cemaatten helallik istenilir. Bu helalleşme durumunda hoca cemaate, “Şu vefat eden kişiyi nasıl bilirdiniz?” diye 3 kez sorar. Cemaat ise, “İyi bilirdik” diye 3 kez cevap verir. Ardından hoca 3 kez “Şu ölen kişiye hakkınızı helâl ediyor musunuz?” diye sorar, cemaat da 3 kez “Helâl olsun” diyerek cevap verir. Ondan sonra dua edilir ve hoca son kez ölen kişinin yüzünü ailesine, yakınlarına ve cemaatten görmek isteyenlere gösterir. Buradan da tabutun üzeri müslümanlığı simgeleyen ve üzerinde “Allah” yazan yeşil bir örtüyle örtülüp mezarlığa götürülür. Kadınlar mezarlığa gitmez, evde kalır.

Cenaze, mezarlığa götürülmek üzere cemaat tarafından evden alınınca, geride kalan kadınlar da Kur’an-i Kerim okuyup dua ederler. Bu arada helva pişirilip dağıtılır.

Tabuttaki cenazenin mezarlığa götürülmesi esnasında, herkes cenazeyi taşımak için birbiriyle yarışır. Cemaat mezarlığa erince, cenaze tabutu musalla taşına konur ve Kıbleye dönüp cenaze namazı kılınır.

Daha önce hazırlanmış olan mezara gelindiğinde, cemaat tarafından mezarın içine indirilen beyaz bezle kefenlenmiş mefta, yüzü kıbleye gelecek şekilde yan yatırılır.

Mezar odası tahtalarla iyice örtülür. Orada bulunanlar tarafından mezar çok hızlı bir şekilde kapatılır. Mezarlıkta bulunan herkes kürekle toprak atar. Mezarın üstüne baş kısmına gönder (kabir tahtası) dikilir. Gönderin üzerinde cenazenin adı yazılıdır.

Mezarın başından ayak kısmına doğru ibrikle su dökülür ve ibrik mezarın yanında bırakılır. Su; temizliği, saflığı, arınmayı ifade eder. Ayrıca mezara su dökülmesi kabir ateşini söndüreceği inancıyla da ilgilidir. Hoca tarafından okunan duanın bitmesiyle gelenler mezarlıktan ayrılır. Mezarlıktan ayrılırken ölünün yakınlarına tekrar başsağlığı dileğinde bulunulur. Vefat edenin yakınlarına “Başın sağ olsun” denir, “Dostlar sağ olsun” diye cevap alınır.

Ölüm olayının birinci gününden itibaren yedi gün, cenaze evinde “Tebareke” okunur ve yedi gün boyunca ölünün yıkandığı yerde mum yakılır.

Cenazenin toprağa verilişinin 7. gününde mevlit okutulur. Kırkıncı günü helva yapılıp yakınlara, konu komşuya dağıtılır. Bunlar, ölenin ruhu için yapılmış “kansız kurban” ikramlarıdır. Geçmişte bunlar kötü ruhların yapacağı kötülüklerden korunmak, iyi ruhların yardımını kazanmak ve ölenin ruhunun mutluluğu için yapılırken, günümüzde “Allah rızası” için yapılmaktadır. Ölümün 52. gecesinde de mevlit okunur.

Yedinci gününde ölenin karnının şiştiğine, kırkıncı günde burnunun düştüğüne ve elli ikinci günde de kemiklerinin eklem yerlerinin birbirinden ayrıldığına inanılmaktadır.

Ölenin elbiseleri fakir fukaraya dağıtılır. Sağlığında vasiyeti varsa yerine getirilmesine özen gösterilir.

Bayramlarda, ölenin ruhu, yakınlarını mezarlığa beklediğine inanılır ve her bayram, mezarı ziyaret edilip dualar okunur.

Vefat eden kişinin mezar taşları, ölümünden sonraki ilk Ramazan veya Kurban bayramında dikilir. Mezar ziyaretleri daha çok arife günlerinde yapılır. Bu ziyaretlerde mezara ayakucundan başlayarak başucunda bitirerek su dökülür; eve toplanınca kolaç (pesmet, pişi) pişirilir, ayranla veya lokum ya da helva ile beraber konu komşuya dağıtılır.

Cenaze olan yerde o gün düğün varsa ertelenir. Daha Sonraki günlerde de cenaze evinden izin alınır. Cenaze evin erkekleri bir hafta boyunca tıraş olmazlar. Cenaze evindekiler ve cenazenin yakınları bir süre (40 günden 1 yıla kadar) yas tutarlar, eğlence ortamlarında bulunmazlar. Yas tutmak, ölen kişi genç ise daha uzun da sürebilir.