Bağlantı haritası Anasayfa » Bulgaristan’da Osmanlı Laik Mimarisi: Köprüler

Bulgaristan’da Osmanlı Laik Mimarisi: Köprüler

Kalema alan: Yüksel Veli

Osmanlı Devleti, hakim olduğu her alanda inşa ve ihya faaliyetlerini geliştirir, o bölgeyi ulaşım ve ekonomi adına kalkındırır. Osmanlı egemenliğine giren topraklarda çok sayıda köprü inşa edilir, geçiş yerleri ve ulaşım korunaklı hale getirilir.  Birçok eski köprü de aynı yüzyıllarda elden geçirilirken tamir ve onarımı yapılır.

    XVI. yüzyıldan kalma Osmanlı köprüleri Selçuklu geleneğindeki sivri kemerli taş yapılardır. Bu tesislerin en üretken inşaatçılarından biri olan Mimar Sinan’ın XVI. yüzyıldan kalma köprülerinde bariz bir değişim göze çarpar. Kemerlerin oranları taşın dayanıklılığına uygun olup inşaatı arazinin ve nehrin özelliklerine göre uyarlanır. Destek noktaları özenle seçilip, merkezi tonozlar köprülerin konumuna ve boyutlarına göre yükselir. Osmanlı köprülerinin uzun kemerleri sel hasarını azaltmanın akıllıca bir yoludur. Azgın sular ve yanlarında taşıdıkları enkaz onlara ulaşamaz. Kemerlerin taş temellerindeki dolusavaklar suyun içinden geçmesine izin vererek köprü üzerindeki baskıyı ve verebileceği hasarı azaltır. Mimar Sinan Köprüleri’nde işlevsellik ve dayanıklılık, şıklık ve güzellikle birleşir. Onun en güzel eseri Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü, İstanbul ilinin Büyükçekmece ilçesinde bulunur. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) Zigetvar Seferi’ne çıkarken, ordunun, Büyükçekmece Gölü ile denizin birleştiği bu noktadan sallarla karşıya geçmekte çok zorlanması üzerine buraya köprü yapılmasını emreder. Ancak Kanuni Sultan Süleyman, Zigetvar Kuşatması sırasında vefat ettiği için köprü, oğlu İkinci Selim zamanında, 1567’de tamamlanır. Büyükçekmece Köprüsü, birbirlerine yapay adalarla eklemlenen dört parçalı sistemi, 638 metrelik uzunluğuyla ve kırk kemeriyle önemli bir mimari teknik ile inşa edilir.

     Balkanlar’da Osmanlı döneminden kalma çok sayıda köprünün bulunması, yabancı gezi yazarlarının da ilgisini çeker. Bunlardan bazıları halâ birçok kasaba ve köyde ve onlarca yıl önce daha uygun yapılan yeni yollar için terk edilen eski yollarda varlığını sürdürür.

     Bugünkü Bulgaristan topraklarında bulunan köprülerin çoğu dağlarda, özellikle Rodoplar ve Stara planina’da rastlanır. Bazıları ise inşa edildikleri ticaret yollarının üzerinde halâ durur. Böyle bir köprü XVI. yüzyılda Rumeli Beylerbeyi Siyavuş Paşa tarafından yaptırılan, Harmanlı şehrinde vardır. Mimar Sinan eseri olma ihtimali yüksek olan bu köprü, kaynağını Meriç Nehri’nden alan ancak günümüzde kurumuş olan Uludere üzerinde bulunur.

     Uludere Köprüsü, Harmanlı Köprüsü, Kemer Köprü ve Kambur Köprü isimleriyle de anılan köprünün etrafında inşa edildiği bilinen cami, han, hamam, medrese, türbe, çeşme, imaret ve külliye özelliği gösteren yapılardan günümüze sadece köprünün ulaştığı bilinir.


Seyahatname yazarı B. Kuripeşiç, seyahatnamelerinde Köstendil’den önce güzel bir taş köprüden bahseder. Bu köprünün Nevestino köyü yakınındaki Kadın köprüsü olduğu şüphesizdir. Struma Nehri üzerindeki beş kemerli yüz metrelik taş köprü, Sultan II. Mehmed’in Sadrazamı İshak Paşa’nın (1451-1481/) eseridir. Yapı kitabesinde, Paşa tarafından 1469/1470 yılında İstanbul’dan Üsküp’e ve Batı Balkanlar’a yolculuğu kolaylaştırmak için inşa edildiği belirtilir.

Balkanlar’da XVI. yüzyılda inşa edilen köprülerden en etkileyici ve güzellerinden biri, bugün hala varlığını sürdüren Svilengrad şehrinde bulunan Mustafa Paşa köprüsüdür. Bitişiğindeki kervansaray, hamam ve diğer binalarla birlikte 1529 yılında Sultan I. Selim’in (1512 – 1520) ve Kanuni Sultan Süleyman’ın (1520 – 1566) veziri Mustafa Paşa  tarafından yaptırılır. Kompleks, inançları veya mülkiyet durumları ne olursa olsun, Meriç’e kolay geçiş, gezginlere ücretsiz barınma ve yiyecek sağlar. Bulgaristan’ın en uzun Osmanlı köprüsüdür. 295 metre uzunluğunda ve 6 metre genişliğinde olup, 21 kemeri ve en büyüğü 18 metre genişliğinde olan köprü, günümüzde hala yayalar ve arabalar tarafından kullanılır. Svilengrad’ın merkezindedir.

Şeytan Köprüsü, Kırcaali Bölgesi’nin Ardino Belediyesi’nde Arda Nehri üzerinde bir köprüdür. Ardino kasabasının yaklaşık 10 kilometre kuzeybatısında, Dyadovtsi köyünün yakınında ve Latinka köyünden çok da uzak olmayan etkileyici bir geçitte yer alır. Köprü, deniz seviyesinden 420 metre yüksekte, her iki tarafı deniz seviyesinden 800 metreye kadar ulaşan dik yamaçlarla çevrili bir boğazda bulunur. Uzunluğu 56 metre, genişliği 3,5 metre olup, üç tonozlu olup, yan tonozlarında ise su drenajı için yarım daire kemerli açıklıklar bulunur. Merkezi tonozun yüksekliği 11-12 metre olup, kenar boyunca 12 cm yüksekliğinde taş korkuluk vardır. Köprü, Yukarı Trakya Ovası’nı Batı Trakya ve Ege Denizi’ne bağlayan yolun bir parçası olarak XVI. yüzyılın başında Sultan I. Selim’in emriyle inşa edilir.

Seyahat yazarı Anton Vrançiç, Topolnitsa Nehri üzerindeki 118 adım uzunluğunda ve 9 adım genişliğinde, 5 kemerli, kesme taşlardan yapılmış bir köprüden bahseder. Ortadaki 3’ü büyük ve uzun, iki kenarında olanlar ise orta büyük ve kısadır. Köprünün kitabesi yoktu ama Vrançiç “Türk eseri” olduğunu belirtir.

Bulgar ustaları da köprüler yaparlar. Yantra Nehri üzerindeki dikkat çekici Belеn köprüsünü ve Lofça kasabasındaki kapalı köprüyü Usta Kolyu Fiçeto inşa eder.
Belen Köprüsü, Midhat Paşa tarafından yaptırılır. Midhat Paşa’nın hizmetinde olan Polonyalı mühendis Ludmil Rola, inşaatı için üç milyon kuruş ister, fakat ünlü usta Usta Kolyu Fiçeto, onurunu ve hayatını riske atarak 700.000 kuruşa inşaatı için kendini kiralar. Vali olan Midhat Paşa, Bulgar ustaya Rusçuk, Veliko Tarnovo, Botevgrad ve Sofya’yı birbirine bağlayacak bir köprü inşa etmesi için görevlendirir. Köprünün inşaatı 1865’te başlar ve iki yıl sonra 1867’de köprü Yantra Nehri’nin iki kıyısını birbirine bağlayarak sona erer. Yapılan işten memnun kalan Midhat Paşa, ustaya padişah adına “Mecidiye” madalyasını, 50 bin kuruş ve Tırnovo’da büyük bir yer verir.

Belen Köprüsü

Balkan Yarımadasında türünün tek örneği olan Osma Köprüsü olarak da bilinen Kapalı köprü Lofça’da bulunur. Osam nehri üzerinde bulunan bu köprü, şehrin yeni kısmını Varoşa adlı Mimari ve Tarihi Koruma Alanı’na bağlar. 1874-1876’da Bulgar inşaatçı Nikola Fiçev (Usta Kolyu Fiçeto olarak da bilinir) ünlü kapalı köprüyü inşa eder. Osmanlı Devleti’nin emriyle köprü ulaşım ve yaya köprüsü olarak tasarlanır. Osam ya da Türkçe söylenişiyle Osma nehri üzerinde bulunan Kapalı Köprü ise dünyadaki 4 Çarşılı köprüden biridir.

Köprülerin çoğu, her zaman olmasa da, genellikle Müslümanlar olmak üzere zengin yerel halkın bağışlarıyla yapılır. Elbette en önemli altyapı tesisleri imparatorluğun en nüfuzlu kişilerinin – padişahlar, vezirler, paşalar emriyle inşa edilir.



 
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir