Bağlantı haritası Anasayfa » Bir Varmış, Bir Yokmuş. (Masal)

Bir Varmış, Bir Yokmuş. (Masal)

Yazı: Tahsin Hüseyin

Daha okula gitmiyordum. Çöl Necib dedeme her geziye gittiğimde, dede bana bir masal anlatsana diyordum. Mahsuzdan biraz nazlanır, araya anneannem girir, üzme çocuğu anlatsana derdi. Dedem masalı anlatmaya, “Bir varmış, bir yokkmuş” sözleriyle başlıyordu. Şimdiki zamanda benim ve benim neslimden olanların yaşadıkları o güzel yıllar hatıralarda kaldılar ve masal oldular. Genç dostlarıma ve torunlarıma Ortaokul, Lise, Universite yıllarımı, lisedeki öğretmenlik yıllaımı ve öğrencilerimi anlattıklarımda, onlara masal gibi geliyor, inanamıyorlar. Masal gibi yıllardan sonra kâbus gibi yıllarda yaşadık.

Bulgaristan Krallığı esnasında birçok Türkçe gazete yayınlanmış, 1934 yılından sonra hepsi birer birer susturulmuştu.

Komünist rejimi döneminde ilk Türkçe çıkan gazete “Işık” gazetesi 13 Mayıs 1945 yılında yayınlanmaya başlamış, daha sonra “Yeni Işık” adını almıştı. Gençler için “Halk Gençliği” ve çocuklar için “Eylülcü Çocuk” gazeteleri vardı.

“Yeni Işık” gazetesi sahifelerinden, masal gibi hakikatlar.

  • “Yeni Işık” gazetesi, 20 Nisan 1952, yazarı Ahmet Gavazov: “Bulgaristan Türklerinin eğitim seviyesi yükseliyor. Razgrad ve Kırcaali şehirlerinde açılmış olan Türk Pedagoji Okullarında 570 öğrenci eğitim görüyor. Halen 1182 Türk mektebinde 100 bine yakın öğrenci ders görmektedir.”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 13 Temmuz 1952: “Evlatlarınızı gimnaziya tahsilinden mahrum bırakmayın. Kızın varsa kızını, oğlun varsa oğlunu vaktiyle Türk gimnaziyasına kaydettir. Kolarovgrad (Şumnu) Nazım Hıkmet Türk Lisesi müdürü.”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 27 Temmuz 1952: “Razgrad Türk Pedagoji Okulu mektebi. İlân Num. 653: 1952-1953 ders yılında mektebin birinci sınıfına 200 talebe kabul edilecektir. Bunların en az yüzde ellisi kız olacaktır. 120’si tamamen devlet hesabına okuyacaktır.”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 10 Ağustos 1952: Halk Maarif Bakanlığı. Türk Pegoji Mektebi, İlâN No.1: Sofya şehrinde Türk Pedagoji Mektebi açılıyor. 17 yaşını ikmal etmemiş kız ve erkek çocuklar kabul edilir. Mektepte yemek, yatak temin edilmiştir. Talebelerin bütün masrfları devlete aittir.”
  • Halk Maarif Bakanlığı. Kırcali Türk Pedagoji okuluundan, İlân: “Kırcaali Türk Pedagoji Okulu müdüriyeti 1952-1953 ders yılı için yedinci sınıfı bitiren kız ve çocuk öğrencilerin okula kabul edileceğini bildirir. Madde 5. Namzetler hiç imtihansız okula kabul olunur.”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 14 Ağustos 1952: “Türk halkı arasında daha çok kadro yetiştirelim.
  • Kolarovgrad (Şumnu) sancağında yapılan toplantıda ele alınan meseleler. Parti sekreteri Boris Nikolov: “Dokuz Eylüle kadar Türk çocukları cami odalarında yalnız kuran okuyorlardı, bugün ise onlar için sancağımızda 185 Türk mektebi vardır. Bu mekteplerde 22000’den fala talebe 400 Türk öğretmeni tarafından Türkçe okutulmaktadır.. 60 Türk kitabevi açılmıştır..”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 4 Eylül 1952: “Sofya Türk Pedagoji Okulu törenle açıldı. 1 Eylül günü Sofya’daki yeni Türk pedagoji mektebinin açılışı törenle yapıldı. Mektep müdürü Mestan Mollov yoldaşın konuşmasından sonra Halk Maarif Bakanı Demir Yanev konuştu.”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 9 Ekim 1952, Sofya Universitesi yanındaki Türk şubesi’nin açılış töreni, “6 Ekim 1952 saat 9.00 törenle açıldı. BKP MK’sinden Ali Rafiev, Hak Maarif Bakanı Demir Yanev, Maarif Bakanlığı’ndan Türk mektepleri şubesi şefi Riza Mollov, sair kişiler prezidiuma seçildiler.” Haberi yazan: Sofya Universitesi yanındaki Türk filoloi şubesinden Niyazi Hüseyin.
  • “Yeni Işık” gazetesi, 26 Ocak 1956, Yeni Gerlovo. “Her köyde mektep açıldı. Burada çocuklar kendi anadilinde okurlar. Muallimler yeni genç insanlardır. Onların maaşlarını artık devlet ödüyor. Okuma yazma bilmeyenlerin sayısı azaldı. Obitel, Plastina, Dolno Kozarevo köylerinde yeni mektep binaları kuruldu.”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 9 Şubat 1956, Sayı 12: “Sofya Radyosu, Bulgaristan Türkleri’ne mahsus Şubat ayı radyo programı yayınlarının gün ve saatlerı.”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 18 Ekim1956: “Devlet Türk Tiyatrolarının Milli Gösterisi. 16 Ekim gecesi Sofya’daki Meslek birliklerinin, “Georgi Dimitrov” Kültürevinde estrad tiyatrolarının büyük bir kalabalık karşısında Devlet Türk Tiyatrolarının ilk gecesi başladı. Gösterilerin açılışında BKP Politbüro azası Rayko Damyanov, Kültür Bakanı Ruben Avramov ve BKP Merkez Komitesi mümesilleri de hazır bulunuyorlardı. Davetliler arasında, komşumuz Türkiye Cumhuriyeti Sofya Elçisi Tevfik Kâzım Kemahlı ve elçilik memurları da vardı.
    İlk perde açıldığı zaman, Kolarovgrad (Şumnu) Estrad Tiyatrosu kolektifinin renkli millî elbiselerle sahnede görünmesi seyirciler tarafından coşkulu alkışlarla karşılandı.”
  • “Yeni Işık” gazetesi, 8 Eylül 1957, sayı 40, sahife 4: “Kültür sahasında 13 yılda elde ettiğimiz başarılarla övünüyoruz. Rüştiye mekteplerinin sayı 21 den 457 çıkarıldı. Kolarovgrad’ta (Şumnu) bir din mektebi vardı. Şimdi 8 gimnaziya (Lise) vardır ve Bulgar gimnaziyaların yanında daha 7 şube açılmıştır. Bunlardan başka 3 müstekil pedagoji mektebi, iki muallim enstitüsü açılmıştır. Sofya Universitesi Türk şubeleri ayrı gururumuzdur. İlk mekteplerde 69890, rüştiyelerde 28486 öğrenci okumaktadır.” Yazar: İ. Mangov


Sofya Universitsi’nin Türk bölümleri 1956 yılında ilk mezunlarını verdiler. Mezun olduğum Şumen Nâzım Hikmet Lisesi’ne tarih öğretmeni tayin edildim. Tarih, Coğrafiya, Matemetik ve Fizik kitapları Türkçe’ye çevrilmişler ve dersler Türk öğretmenleri tarafından Türkçe olarak okutuluyordu. Türk dili ve edebiyatı da ders programlarında önemli yer almaktaydı.

1958-1959 ders yılında Türk liseleri kapatıldı. Ertesi yıl ilkokullar ve rüştiyeler de kapatıldılar. Masal gibi yıllar son bulmuştu.
1985 yılında zorla bütün Bulgaristan Türklerinin isimleri değiştirildi ve Türkçe konuşmak yasaklandı. Kâbus dolu yıllar başladı.

Merhum Muharrem Tahsin’in yazmış olduğu son kitabının adı “Kaybetmek Çok Kolay”. Bulgaristan Türkleri çok kolay kaybettiler haklarını ve kimliklerini.

Komünist rejim yıkıldı, Demokrasi ilân edildi. Ne değişti? Kaybedilenler geri geldi mi? Kapatılan Türk okulları meselesi anılmadı bile. Anadilde mecburî eğitim geri geldi mi? Bulgaristan Millet Meclisi Türk çocukları için Anadilleri Türkçe’yi mecburî ders olarak kabul etmedi. İsteyen okusun. Bile bile yades. Okumak isteyen okul müdürüne iki ay önceden anne-babanın rızası dahilinde dilekçe verecek, belli bir sayıda öğrenci toplanırsa sınıf açılacak ve ders programı dışında seçmeli ders olarak okutulacak.
Kaybedilenler çok zor geri geliyor.

Merhum Muharrem Tahsin’in “Kaybetmek Çok Kolay” kitabından alıntı:

"Öretmenler odası bomboştu. İçerde beden eğitimi vardı. Pençere boyunda oturmuş "Sega" gazetesini gözden geçiriyordu. Bir ara bize baktı, baktı da:
- Ne o kolega, dedi. Sergi mi açacaksın?
Gürsel öğretmen zaten gırtlağına kadar dolmuştu, doğruldu da derinden bir göğüs geçirdi:
- Bildin kolega, sergi yapacağım. Anadili 1992 kitaplarını sergileyeceğim.
Beden eğitim öğretmeni, Gürsel öğretmenin sesindeki tedirginliği faketmemiş olacak ki bir soru yapıştırdı:
Bizim okulda şu anda Türkçe dersine giden öğrencilerin sayısı kaç?
- 97 ...
- Türk öğrencilerin toplam sayısı kaç peki?
- 121...
Gürsel öğretmen kitaplar elinde baktı kaldı:
- Niçin sordun kolega?
Beden eğitimi öğretmeni "Sega"nın sayfasını gerdirerek açtı :
- Bak burada ne yazıyor.. "1992'de Bulgaristan okullarında Türkçe öğretimi için 87 bin kayıt yaptırılmıştı. Bu sayı 1998'de 60 bine, 2001'de 47 bine düşmüş. Bu yıl ülke genelinde Türkçe için 37 bin dilekçe verilmiş. Öğrenciler, İngilizce'yi ya da Almanca'yı tercih ediyorlarmış."Bence haklı çocuklar.
-Nasıl yani ?
- Nasıl.. Değil mi adayız? Önümüz Avrupa! Daha şimdiden Birlik dillerini öğrenmek gerekiyor.
- Doğru. Birlik dillerini öğrenmek gerçekten günün gereği. Ama, bu neden azınlık dillerini elemekle yapılsın ki? Yabancı dil öğrenme sürecinde, anadilinin engel değil, köprü olduğu çoktan kanıtlanmıştır. Bence 32 bin sonucu tercihten değil, dilekçe sisteminden kaynaklanıyor. Azınlık çocuğunun önüne iki seçenek sürülmüştür. Ya "bu", ya "o". Sorun işte bu formülde".

2023 yılında durum nedir? Türkçe okuyanların sayısı dört bin dolayında. Bu da bizim Türkçe öğretmenleri sayesinde. Onlar canla başla çalışarak bir şeyler elde etmeye şalışıyorlar. Derdimizi kime anlatalım?

Kaynak: Tahsin Hüseyin’in Facebook sayfası