Bağlantı haritası Anasayfa » Bedreddin Sultan Efsanesi

Bedreddin Sultan Efsanesi

Gorno Novo selo Köyün Tarihi
Biz Orasan’dan gelma. Orasan’dan çıkmışlar da bıraya konmuşlar. kü te aşâda yurtluktaymış. Bededin Sultan mektepleri okurdurkan bizim kü var mış. Bedredin Sultan geçarkan koymuş bırasının adını. Yeni şârda Hasan buba tekkesi var. Bis Sultan buba, Sultan buba derdik. Hasküda ürendik. o da Orasan’dan gelmiş. torinneri bizis.


Bedredin Sultan’ın düması, kopması Anadolu’dan. Çok bişeylar gördü. Onu şey (şeyh) Mısır’da okuttu. Dörd hatim indirdi, dört yaşında. Bir gadı çocüdu o. Şey Mâmıda gitti. Orada durdu ne gadar durduysa. Geldi géna Mısır’a. Şâ yolladı onu Acı Bektaş Veliye. Kırşirina. ordan yollanıldı Istanbula. Akyazılı Sultana çıktı. Mümün Baba gema paşaydı Uruçukta. annaşincaya kadar bir vakıt geşti. Şidi paşa derdilar Mümün babaya. bunnar annaştıktan sorna ıstawkasını (istifasını) verdi. Bedredin dâ guvetli çıktı. bir çocünna gızı var ıdı ya. Lomda mektep aştı. gızı da, çocü da bir yaptı.

Karataş’a gadar, Avusturya’ya gadar gitti, el etti. soncası vitnelik (fitne) galktı aradan. iyi ama mazmata yaptılar. pâdişâ, getirin bırayı dedi. o zaman candarlara bostancı deylardi. bunnar topladılar bunu şindi, geldilar Yeni Zâraya. Mümün Baba da yok orda. bir kalvası (kalfası) var ıdı. Yânıkla’da, Zâra ılıcalarına yakın. karşı çıkmadı ona. halını sormadı. Bedredin Sultan da intizar etti: Yansın, kül olsun, bir iki olmasın, dedi. zatı da üla. Yanıklar deylar küye. şindi ordan geldi bırayı. Garacaüranda üç tâna adamı var ımış. onnar da kârşı çıkmamış. onnara da itizar etmiş: yansın kül olsun, demiş. âl’a da Garaca virannık deywéris. o bırakmış o atları. şindi anifelik bırdaydı. Çirpan yok. zahir yok udu. tarikatın elindéydi. on iki kalva var ıdı künda. onnar da tanımadılar. Bedredin dedi ki: adı Kalva olsun, dedi. şindi da Kalva kaldı. Acı Tâyir Sultan, Karasan Sultan ôllarından, topladı çeta başı oldu. bizim külari topladı. bizimkilar gorudan birar sopa kestilar sarı sopalılar derlardi onnara. gittilar sopalalan. On iki candarın arasından Bedredini kurtardılar amma kendisi râzı gelmedi. Vaktim geldi dedi. Sorına (sonra) yanında adamnarı var ıdı. Acı Tâyir dedi ki: ba ağa, ban na yapayım bu taliplari. ban câhilin. banda bi şey yok, dedi. a ba kârdaşım, dedi o vakıt Bedredin Sultan , na usa (tasa) çekarsin, dedi. te, dedi Aptal Âmat , hem şerrat (şeriat) okudu, hem tarikat okudu. Ne gorkuwarsın? Te insan öldünan (öldüğü vakit) biri birini, yıkaywarı. bırayı bendi (burayı beğendi). Bırayı verdi müşütlük, bobalık. Dua etti: “Biriniz bin olsun, dedi. şarlayın gidin,” dedi. Al’a da büla. hiç bozuntülumus yok.

Topladı geldi Acı Tâyir Sultan adamnânı. aldı testir. al’â da biz onun guvetinnan gidiweris. avuntos ayındaymış. Dospat balkanından geçarkan bostancılar yandık delarmış. Bedredin Sultan da gargıcînı basarmış, su çıkârmış. İçarmışlar. kimisi dermiş sıyırbaş (sihirbaz), kimisi dermiş gözbâcı, kimisi dermiş bunda arlık var. Götürdüler pâdişân yanına. Seraza. attılar zındana. Baksalar çârşı içinda gezip duru. Bir, iki, üç kuydular bunu zındana. üraştılar, üraştılar. Çelebi Sultan Mamat dedi: “Varın gızdırın vırını. Atın içina. Attılar. Kapadılar vırının içina. Sabâ geldilar. Dedenin alnında üş tar var. Gülüwari deda, gülüp duru. Dedenin bir türlü golayını bulamadılar.

Şindi deda nâptı. zîn (sığın) espapına girdi. Dakıştı buna askar: “Yörüyün bu sıyırbas zîn oldu!”. Geldi bu Zırnovanın oldu yera. Orası bir büük göl ümüş. atıniwarı gölün içina Bedredin Sultan’ı. Göl başlaywarı arkasından gitma. O yer guruywarı. Oradan, ilk yaz günümüş, çıkıwarı Drama’dan Kavala’ya gidweri. Kavalaya vardinayın, kasabanın kenarında bir bilkaya (hıristiyan hanımı) raslawarı. Sorına, “ba gızım, senin şarabın varsa çıkarıwar içeyin”. Bilka deyweri ki, deda yok. Git gızım, deyweri. Bir da baksa bilka vıçılar (fıçılar) dolu. Bilka tecrebe alwarı o zaman. Neysa içweri. “Marı gızım ban bildîm yok deyweri, param yok.” Bılka deyweri ki: “Ban sana bulacam.” Gitti en zengin, en düru adama. Annattı. Urum tüccarları aldılar Bedredin’i. Başladı alış veriş yapmâ tüccâlalan.

Başladı Sel’âna (Selânik’e) gidip gelma. Geldi şind teslim oldu padişâya, Serez’a. Eee, “n’apmalı seni şindi”, dedi. Çelebi Sultan. “N’apmalı beni, asmalı”, dedi. Astılar, asmâ, iplar koptu… Zincilan astılar. Onnar da koptu. Asılmadı dâ. “N’apmalı şimdi seni,” dedi. “Bis seni vırına attık, yanmadın, iplan astık, tutmadı, zincilan astık tutmadı.” Bedredin dedi, “dizliklan asın bi,” dedi. Tutâsa onnar tutar. Onnâlan da astılar. Attılar bokluk (çöplük) arabasına. sıbıttılar (fırlattılar) sazlık içina. Dâ gündüz başladı yanmâ şeit mumnarı. Dikildi pâdişan kârşısına. “İki sultan bir tâta oturur mu?” dedi, “ya kalk burdan, ya kaldır beni.” Ondan sonna Edirneye kalktı pâdişâlık. Bedredin Serez’da galdı. Beş yüz yetmiş altı senesinda asıldı.

Biz Bedredin Sultanın ewl’atlarıyıs. O, peygambar fekili (vekili) gelmiş bırayı.”

Mıstava Saltıkôlu,72 yaşında, yerli.

Kaynak: Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, Cilt:6/7, İstanbul Üniversitesi, S. 268/69