Kaleme alan: Rüstem Aziz -Karakurt
21 Şubat, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Konferansi tarafından 17 Kasım 1999 tarihinde Uluslararası Anadili Günü ilan edildi. Bu kararın amacı, dil ve kültürlerin çeşitliliğini teşvik etmekti.
Anadilinde ilişki ve iletişimde bulunmak, başta gelen insan haklarından biridir. Bu hak, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Genel Beyannamesi tarafından olduğu gibi, Avrupa Birliği Ana Bildirgesi tarafından da himaye ve koruma altına alınmış bulunuyor. Bütün devletler bu hakka uymak zorundadır. Ancak kimi devletler bu yükümlülüğünü bütün olarak yerine getirmemektedir.
Anadili insanın ilk öğrendiği, genellikle doğumundan itibaren ailesinde ve sosyal ortamında öğrendiği dildir. Anadilimiz, düşünce ve duygularımızın dilidir. Anadili maddi ve manevi mirası koruma ve geliştirmenin en güçlü aracıdır. Anadilini yaygınlaştırmaya yönelik bütün adımlar, dil çeşitliliği ve çok dilli eğitimi teşvik etmenin yanısıra, karşılıklı anlayışa dayalı hoşgörü, dayanışma ve insanca ilişkileri teşvik etmektedir. Diğerlerinin dili hakkında bilgi sahibi olmak, birden fazla dil bilmek, çağımızda çok kültürlü toplumların en büyük değerleri arasında yer almaktadır.
Bu husus çok dillerin konuşulduğu Bulgaristan için özellikle geçerlidir.
Bundan 40 yıl önce Bulgaristan’da iktidar anadilinin toplumsal yaşamın bütün alanlarında kullanılması gibi başta gelen insan hakkına karşı akıl almaz bir suç işledi. Ülkedeki Türklerin aslında Bulgar asıllı olduğu ve Osmanlı idaresi sırasında Türkleştirildiği gibi tamamen asılsız bir iddiayla isimlerimizden vazgeçip Bulgar isimleri almamız için tüm devlet aygıtını harekete geçirdi. Polisiyle, ordusuyla, jandarmasıyla zorla isimlerimizi değiştirdi. Anadilimiz Türkçe’nin konuşulmasını yasakladı.
Bu girişime karşı direnen onlarca insanımızı hapislere, Belene adası gibi ölüm kamplarına aldı. Buna karşı direnişte birçok insanımız can verdi. Sonuçta büyük göç denen Türkiye’ye göç başladı.
Sosyalist rejimin bu girişimine karşı direniş hareketi, rejimin yıkılmasında, ülkenin demokrasiye geçişinde son derece önemli bir rol oynadı. Toplumun her bireyinin anadilinde konuşma, kültürel yaşamın edebiyat ve sanat gibi toplumun her alanında anadilinde eserler verme hakkı evrensel bir hak olmanın ötesinde, insanoğlunun kimliğini belirleyen temel hakların başında gelmektedir.
Türk asıllı Bulgaristan vatandaşı aydınlar olarak bizler ülkemizde toplumun her üyesinin anadilini özgürce ve sakınmadan kullanabilmesinden yanayız ve bu konuda elden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bu hedefimizin önünde birçok ciddi engelin bulunduğunun bilincindeyiz.
Anadilimizi, kültürümüzü, edebiyatımızı, folklorumuzu canlı tutmak, genç nesillere devretmek, gelişmesi için elden geleni yapmak, tüm toplumun görevidir. Bu görevin yerine getirilmesinin önüne engel çıkaran hiçbir iktidarı, hiçbir devlet yönetimini, hiçbir siyasi partiyi, hiçbir bireyi demokratik sayamayız. Demokrasinin ana unsurlarından olan anadilini özgürce kullanma davasına katılan, destek verenlerin 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü kutlu olsun!